Yitip Giden Gençliğime.
Kendime notlar.
Bazı günler öyle zor oluyor ki benim için, rutin işlerimi halletmek. Hayata devam edebilme isteği dibe düşüyor. Tükenmişlik sendromu mu depresyon mu adını koyamıyorum. Bildiğim tek bir şey var o da yitip giden gençliğim.
Yaşamak bir gayret gerektirdiğinde işlerin bu denli zor olacağını bilmiyordum hiç, başıma gelene kadar. Kendimde bir şeyleri yapma gücü bulamıyordum, yorulmuş hatta bezmiş hissediyordum. Bunun ne zaman geçeceğini sorgulamaksa beni çok daha yıpratıyordu çünkü, kendimi geçeceğine inandırmak çok güçtü. Bir şeylerden mutlu olabilmek ne büyük nimetmiş diye düşünmeye başladım. Biri ruhumun derinliklerindeki tüm mutluluk kırıntılarını yemiş gibiydi. En sevdiği işi yaparken en mutsuz olanları kınadım hep. Şimdiyse onlardan biriyim. Okuyup çalışanları da takdir ettim ama bunu yapmak istemediğimi iş işten geçtikten sonra fark ettim. Ben sadece günlerini düşünmeyen bir genç kız olmak isterken; kuruş hesabı yapan, ay sonunu nasıl getireceğim ya diyen kadına dönüştüm. Anneme. Meğersem en büyük korkummuş, bilmiyordum. Şimdi her şey için çok geç olduğunu bana düşündürten ne bilmiyorum ama her şeye mutluluğa, gençliğe geç kalmış hissediyorum. Tüm yükleri sırtlamak beni güçlendirmedi üzgünüm. Bunu duymanızı ben de isterdim ancak bu sadece belimi büktü. Nedendir bilinmez ağlayıp duruyorum. Bilinmez diyorum çünkü ortada sebep yokken de usul usul dökülüyor gözyaşlarım. Lütfen sar beni diyecek biri olmadığını biliyorum ama, bunu okuyorsan ; lütfen sar beni. Ben hayatımı çok severdim. Yitip gitmek istemiyorum. Henüz bu kadar gençken.