Yiyip Bitiren Döngüler

"Geçmişin Yükü ve Geleceğin Gerçeği: Aciz Bedenin, Umut Dolu Yolculuğu ve Kendi Kendine Yargılamanın Hikâyesi"

Biliyorum yarınlarım dünden farksız olacak. Aciz bedenim geçmişle gelecek arasındaki bu yarıkta sızlayıp yaralanacak ve bu böyle devam edecek. Bu sürüncemeden de keyif alıyor yüreğim. Bir medcezirin içinde hissediyorum kendimi. Hiç sordun mu kendine ne eksik kalıyor diye? Sorma.

İnsan kendi kendine cevap verince daha ağır oluyor. İnsan kendine herkesten ayrı bir gaddar ayrı bir yargılayıcı davranıyor. Bahane üretmene izin vermiyor aklın. Çünkü her şeyin farkında olduğunu biliyor. Düşündüğün en ufak bir mutlu hayalde saplayıveriyor hançeri yüreğine. Bazı anlar oynuyor seninle keskin iğnesinin sivri ucunu batırıp çekiyor. İnce çizikler bırakıyor teninde.

Ama umut denen şey nasıl oluyorsa geliyor ve seni yolun başına koyuyor tekrar. Düştüğünü unutuyorsun, tökezlediğin yerleri unutuyorsun, yol ortasında seni kanlı çıkardığı yarığı unutuyorsun, ağladıklarını güldüklerini koyuyor bir kenara anı diye arada bir düşürüyor aklına. Hülyasına dalıp afallıyorsun. Bak yine koşmaya başlamışsın. Kısır döngüde dönen kimsesiz bedenin yorulmak nedir bilmiyor tabii. 

Lakin ruhuna bir bak. Nasıl can çekişiyor bir izle. İzledim. Nefesim kesildi sanki. Geçmişin yüküyle geleceğin gerçeği hiç bu kadar sert çarpmamıştı yüzüme. Kabullenişlerin en ağırı mıydı bu? Yoksa daha yeni mi başlıyordun sen bu yolda? Hissediyorsun. Titriyorsun. Yaşamış olmak istemediğin ama yaşadığın her şey geçiyor bir film şeridi gibi gözlerinin önünden. Geçmişin pişmanlıklarına bakıyorsun elinden bir şey gelmediğini bile bile üzüyor seni.

Değer mi diye sormadan edemiyor ama insan işte. Üzgünlüğün yerini sorgulama alıyor geleceğin üzerine. Zamanında yaşadığın geçmişin de bir gelecek olduğunu hatırlatıp kendine başaramadığını anlıyorsun. Hayat böyle bir şey deyip tarihi tekerrür ettiriyor mu yüreğin? Yoksa bir daha aynı yarıkta çırpınmamayı mı seçiyor? Bunu sadece sen biliyorsun.