La La Land!

Darnnien Chazelle tarafından yazılıp yönetilen, Akademi Ödülleri'nde on dört adaylığının altısını kazanan La La Land, 2016 yılında Venedik Film Festivali'nde prömiyerini yapmıştı. Geçen sekiz yılın ardından izleyenlerin kalbindeki yerini koruyan filmin başrollerinde Emma Stone ve Ryan Gosling var.

La La Land, hayatta farklı hayalleri olan Mia ve Sebastian'ın yollarının kesişmesiyle başlıyor. Mia, bir kafede barista olarak çalışsa da Los Angeles'a gelmesinin asıl sebebi oyuncu olmak. Gittiği oyuncu seçmelerinden eli boş dönse de umudunu kaybetmemeye çalışarak hayalini gerçekleştirmeye çalışır. Sebastian'ın hayaliyse kendi jaz barını açmaktır. Sebastian'ın Mia'ya trafikte korna çalması ve ardından gelen tartışmayla ikili tanışmış olur. Sonrasında Mia bir partiden dönerken müzik sesi duyduğu bir bara girdiğinde pianistin Sebastian olduğunu görür. Konser çıkışında sohbet etmelerinin üzerine görüşmeye başlar.

İkisi de hayallerini peşinden koşmaya devam etseler de şans yüzlerine pek gülmez. Sebastian, sabit bir gelir için arkadaşının grubuna katılır. Mia, kendi yazdığı tek kişilik bir oyun için hazırlanır. Sebastian Mia'nın oyununu kaçırır. Mia, oyunun ve seçmelerin başarız sonuçlanması nedeniyle pes ederek ailesinin yanına taşınır.

Sebastian, Mia ailesinin yanına taşındıktan sonra gelen bir telefonla son kez bir seçmeye girmesine ikna eder. Mia, oyuncu olarak seçilir ve çekimler için Paris'e gider. Filmin sonunda ikilinin yıllar sonra birbirinden farklı hayatları olur. Mia, eşiyle birlikte gittiği konserin Sebastian'ın kendi barında verdiği konser olduğunu fark eder.

*

La La Land'in başarısının oyuncularından, müziklerine, filmdeki görüntülere kadar birçok sebebi var. Filmin bende bıraktığı izlerden biriyse seyirciye "Belki ilişkilerine devam etselerdi ikisi de hayallerini gerçekleştirdikleri bir hayat yaşayamazdı." diye düşünmesine izin verilmiyor. Yıllar sonra karşılaşmalarının ardından Sebastian'ın Mia ile Paris'e gitseydi neler olacağını, paralel bir hikaye gibi izliyoruz. Bu hikayede hem hayallerini gerçekleştirip hem de birlikte olmaları, filmin en üzücü tarafı olabilir.

Altı Oscar, iki Grammy ile başarısını kanıtlayan La La Land, müzikal performansıyla, oyunculuklarıyla şüphesiz sinema tarihinde yer edinmişitir.