Alışmışlığın Tehlikesi : Shirley Jackson'ın ''The Lottery'' Hikayesi

Alışmışlıkla sürdürülen geleneklerin karanlık yüzünü ortaya çıkaran sarsıcı bir hikaye


Neden belirli gelenekleri takip ediyoruz? Bunlar anlamlı bir amaca hizmet ediyor mu, yoksa alıştığımız için mi devam ettiriyoruz?


Shirley Jackson'ın "The Lottery" adlı eseri, okuyucularına alışılmış geleneklerin nasıl baskı ve zarar verici olabileceğini gösteren çarpıcı bir hikayedir. İlk olarak 1948 yılında The New Yorker dergisinde yayımlanan bu kısa hikaye, her yıl düzenlenen bir piyango geleneğini anlatmaktadır.


Hikaye, küçük bir köyde her yıl düzenlenen bir piyango etrafında döner. Güneşli bir günde kasaba halkı toplanır, çocuklar taş toplar, kadınlar ve erkekler sohbet eder. Piyango, kasabanın lideri Bay Summers tarafından eski ve yıpranmış bir kara kutu ile yönetilir. Her aileden bir temsilci kutudan bir kağıt parçası çeker. Kağıdında kara nokta çıkan Bill Hutchinson ve ailesi, ikinci bir çekilişe katılır. Bu kez Tessie Hutchinson kara noktalı kağıdı çeker. Hikaye, Tessie'nin köy halkı tarafından taşlanarak öldürülmesiyle sona erer. Bu ritüel, köylüler tarafından sıradan bir gelenek olarak kabul edilmektedir.


Hikayenin konusu, bu geleneğin korkunç doğasını ve insanların sorgusuz sualsiz kabul ettikleri toplumsal ritüellerin tehlikelerini gözler önüne serer. Shirley Jackson, sıradan bir kasabanın altında saklanan derin ve rahatsız edici gerçekleri açığa çıkararak, okuyucularını toplumdaki gelenekleri ve bu geleneklerin sorgulanmamış sonuçlarını düşünmeye davet eder. Kasabanın piyango için kullandığı kara kutu, yıllardır değişmemesiyle eski gelenek ve görenekleri temsil eder. Kasaba halkı bu ritüele alışmıştır. Hatta hikayede, Bay Adams, Bay Warner'a kuzey köyündeki insanların piyangoyu durdurabileceğini söyler ve Bay Warner gençlerle alay eder. Piyangodan vazgeçmenin mağaralarda yaşamaya geri dönmeye yol açabileceğini söyler. Bay Adams'ın eşi, diğer köylerde piyangonun zaten bırakıldığını belirtir ve Bay Warner bunun "sadece bela" getireceğini söyler. Bu, eskiye dönme korkusuyla yenilikten kaçınması hikayeye ironiklik katar. Yenilik, daha insancıl ve mantıklı bir yaşam biçimine geçiş olarak görülmesi gerekirken, Bay Warner tarafından eski ve vahşi bir yaşama dönüş olarak yansıtılır. Jackson, bu söylemle, insanların değişim ve yenilikten ne kadar korktuklarını ve mantıksız geleneklere nasıl bağlı kaldıklarını eleştirir.

Piyangonun sonucu olan toplu taşlama ise, geleneklerin nasıl şiddet ve adaletsizlik sürdürebileceğine dair bir göstergedir. Köylülerin böyle barbarca bir eyleme katılmaya istekliliği, toplumsal normların bireyleri zalimliğe nasıl duyarsızlaştırabileceğinin bir örneğidir.

Bu hikaye, geleneğin karanlık yüzü hakkında bir uyarı niteliğindedir. Kendi hayatlarımızda ve toplumlarımızda sürdürdüğümüz gelenekleri gözden geçirmemiz için bizi teşvik eder.


Kaynakça:

Jackson, Shirley. "The Lottery." The New Yorker, 1948.