Annie Ernaux'nun Gözlem Gücü
Son zamanlarda sıklıkla kitaplarını gördüğümüz Annie Ernaux'nun müthiş gözlem gücünü hissedebileceğiniz iki eser üzerine kısa bir inceleme.
Annie Ernaux, özellikle son günlerde sosyal medyada, kitapçılarda ve dışarıdaki insanların elinde kitaplarını sıklıkla gördüğümüz ya da adını bir yerde mutlaka duyabileceğimiz bir yazardır. 83 yaşındaki Ernaux, 2022 Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra kitaplarının birçok dile çevrisi yapılması ile ülkemizde de önemli bir üne kavuşmuştur. Bir yazarı sadece popüler olduğu için değil yazarı tanıyarak ve yazarın iç dünyasını anlayarak okumanın çok önemli olmasından dolayı bu yazıda Annie Ernaux'nun mükemmel gözlem yeteneği ile günümüzde oldukça popüler olan kitaplarına değineceğiz.
1 Eylül 1940 Fransa doğumlu yazar, otobiyografik bir roman olan "Boş Dolaplar"-orijinal adı ile "Les Armoires vides"-adlı eserini 1974 yılında yayımlamıştır. Bu romanından sonra kendi tabiri ile oto-sosyo-biyografi dediği anlatı türüne yönelmiş ve bu alanda oldukça iyi eserler ortaya çıkarmıştır. Eserlerinde çoğunlukla kadın erkek ilişkileri, cinsellik, kadın hakları, kürtaj, sınıfsal sorunlar, ölüm ve yaşlılık gibi sosyolojik konulara değinmiştir.
Türkçeye, “Babamın Yeri”, “Babam”, “Bir Adamın Yeri” gibi isimlerle çevirisi yapılan La Place adlı romanında yazar, babasını ve babasıyla olan ilişkisini tüm çıplaklığı ile okuyucuya sunmuştur. Aslında Ernaux, babasını anlattığı bu otobiyografik romanda bir yandan da toplumsal sınıf farklılıklarını çok usta bir şekilde gözler önüne sermektedir. Annie Ernaux bu kitabı, babasının ölümünden çok daha sonra yazmasına rağmen duygularını oldukça canlı bir şekilde okuyucuya aktarmayı başarmış ve babası ile arasındaki bağı objektif bir bakış açısı ile usta bir şekilde gözler önüne sermiştir. İnsanın kendi babası ile ilişkisini tarafsız bir şekilde anlatmanın mümkün olmayacağını düşünen herkes kesinlikle Ernaux’nun bu kısa romanını okumalıdır.
Yazar, annesini ve annesi ile olan ilişkisini anlattığı ve Türkçe’ye “Bir Kadın” adı ile çevirisi yapılan Une Femme adlı romanında annesi ile ilgili anılarını da tarafsız bir şekilde yansıtmaktadır. İnsan genellikle babası ile ilgili konularda eleştirel düşünebilirken annesi ile ilgili konularda ise çok daha duygusal düşünebilmektedir. Ernaux, bu romanında annesiyle olan ilişkisini hem tarafsız ve eleştirel hem de duygusal bir bakış açısı ile bizlere sunmaktadır.
Çocukluğundan bu yana ebeveynlerini bu kadar iyi gözlemlemiş ve ebeveynleri öldükten sonra onlarla ilgili anılarını diri bir şekilde ve onların kişiliklerini ilahi bakış açısı ile kaleme dökebilmiş olan bu usta yazarın kitaplarını okumak istiyorsanız ilk olarak bu iki kitap ile başlayarak hem Ernaux'un gözlem gücünün ne kadar mükemmel olduğunu anlayabilir hem de yazarın tarzını kavrayabilirsiniz. Şu sıralar ne okusam diye düşünüyorsanız Annie Ernaux, popülerliği, farklı kalemi ve dokunaklı tarzı ile aradığınız yazar olabilir.