Bir Baba,Bir Oğul ve Kontrol Edilemeyen Yükseliş
"Hırs atına binenler, çoğu kez ne vakit düştüklerini anlayamazlar." Icarus'da düşüşünü anlayamayanlardandı.
Girit adasında Minotor adında yarı insan yarı boğa olan ve halka korku salan bir canavar yaşarmış ve sadece de insan etiyle beslenirmiş. Bu durumdan muzdarip olan halk da kralları Minos'a ulaşıp bu beladan kendilerini kurtarmasını istemişlerdir. Fakat Kral Minos tam tersini planlamıştır. Minotor' u öldürmeyecektir; onu düşmanlarına karşı cezalandırma makinası olarak kullanacaktır. Ama öncelikle bu yaratığı kontrol altında tutabilmesi için çağın en yetenekli zanaatkarı Deadalus'da yardım isteyecektir.
Gaziantep Zeugma Müzesinden Deadalus Mozaiği
Kral Minos, Deadalus'dan öyle bir labirent yapmasını istemiştir ki içerisine giren kim olursa olsun asla çıkışı bulamayacağı derecede karşık bir labirent yapmasını emretmiştir. Ve Deadalus labirenti tamamladığında merkezine taze bir et parçası bırakır. Bu et parçasını Minotor takip eder fakat daha sonra çıkış yolu bulamaz. Bunu gören Kral Minos mest olmuştur. Efsaneye göre Kral Minos yapılan labirent için ve Canavar için şehirlerden toplanan 7 kadın ve 7 erkek kurban toplatmıştır. Zaman içinde halk buna isyan etmiştir ve halk arasından yetenekli bir kahraman çıkar. İsmi Thesseus' dur bu savaşçının ve Minotor'u öldürmeyi ve bu zalimliğe bir son vermeyi planlar. Fakat bunun için önce labirentin ustası olan Deadalus'dan yardım ister. Deadalus ona yanıa bir iplik alması gerektiğini böylece geri dönüşünde bu ipliği takip ederek çıkışı bulabileceğini söyler.
Thesseus ve Minotor Karşılaşması
Labirentte kaybolmadan Minotor'u öldürmeyi başaran Thesseus halkın kahramanı olur ve Kral'ın kızı da ona aşık olur. Halk kahramanı Thesseus Kral'ın kızını alarak adadan uzaklaşırlar. Bunu öğrenen Kral öfkeden çılgına döner ve Thesseus'a yardım ettiği için Deadalus ve oğlunu bu labirente hapseder.
Deadalus o kadar iyi labirent yapmıştır ki kendisi bile çıkışını bulamaz fakat aklına dahice başka bir fikir gelir. Yerde bulduları kuş tüyleri ve bal mumu kullanarak kendisine ve oğluna kanat yapacaktır.
Uçmadan önce Deadalus oğlu İcarus'u uyarır: "Ne çok alçaktan uç, ne de çok yüksekten!" çünkü eğer çok alçaktan uçarsa havadaki nem kanatlarında ağırlık yapacaktır ki bu da düşmesine sebep olacaktır. Eğer çok yüksekten uçarsa da güneşten bal mumu eriyip kanatları yanacaktır.
Fakat uçmayla özgürlüğün tadını alan İcarus babasının tüm uyarılarını kolaylıkla unutmuştur. Gözünü güneşe diker ve başka hiç bir şey göremez. Güneşe dokunmak istercesine daha da yakınlaşır ve bal mumundan kanatları erimeye başlar. Sonunda gözünü hırs bürüyen İcarus Ege Denizi'ne düşer ve bir daha da bulunamaz. Böylece tüm insanlığa aşırı hırsın nasıl kötü sonuçlar doğurabileceğini göstermiş, ayrıca düşüşü gençliğin heyecanı ve sabırsızlığının bir sembolü olmuştur.