Bulutları Beklerken (2004)
Bulutları beklerken, ana karakterin kimlik, öteki ve aidiyet olgularıyla işlenen bir yolculuğu anlatıyor.
Yeşim Ustaoğlu’nun yönetmeni olduğu bu 2004 yapımı filmde, 1900’lü yıllarda yaşanan savaşlarla birlikte göç etmeye zorlanan Rumlardan birinin yaşadığı yerde ve sonrasında çıktığı yolculuktaki hikayesini anlatmaktadır. Ana karakter olan Ayşe/Eleni karakteri, göç ettiği bölgede Ayşe isimli bir kimlikle yaşamaktadır. Ailesi ile ayrılmak durumunda kalan karakter, daha sonra Türk bir aile ile yaşamaya başlar. Bu ailede ilerleyen zamanlarda sadece ablası ve kendisi kaldıktan sonra ablası vefat eden Ayşe’nin o zamana kadar yaşadıkları, hayatının devamında yapacakları için bir dönüm noktası olur. Filmin açılışının nüfus sayımlarıyla olması da Ayşe’nin yaşadığı dönemde devam eden ve buradaki kimliğinin sadece filmin bir başlangıcı olduğunu ve karakterin öyküsünün ardındakileri ifade eder.
Bulutları beklerken, hikâyeyi çevrelerken mekanları, manzaraları, sesleri bakımından Ustaoğlu’nun diğer filmlerinde de görülebileceği üzere kendi tekniğini yansıtmaktadır. Ayşe/Eleni’nin günlük yaşamı anlatılırken manzara ve yerler sıkça kullanılmış, karakterin ve filmin sessizliği ise duygu yoğunluğunu ifade etmekte anlam kazanmıştır. Ayşe Anadolu’da birlikte yaşadığı ablasını kaybedince içsel bir keşfe ve geçmişe doğru bir değerlendirme yapmaya başlar. Bu tasvirler içinde karakterin ev içindeki hareketleri, mekanlara ve manzaralara karşı sessizlikle bakışıyla verilmek istenen duygular gösterilir. Hikayesinin ilerleyen bölümlerinde yaşadığı bölgeye gelen bir Yunan ile kendi dillerinde iletişim kuran karakter, daha sonrasında içinde yüzleşmeye başladığı olaylar ile yolculuğuna başlar. Küçükken ailesinin yanından ayrılıp bırakmak zorunda kaldığı kardeşini, Nico’yu bulmak için Yunanistan’a giden Ayşe/Eleni, Nico’yu bulduğunda geçen zamanların ardından beklediği gibi bir tepkiyle karşılaşmaz. Kardeşinin yaklaşımı kırıcı olsa da kardeşinin eşiyle anlaşır. Daha sonra o bölgede bir gezintiye çıkan ve geçmişi anımsayan Eleni, bu yerde bir Madam ile karşılaşır ve iki karakter arasındaki benzerlikler yansıtılır. Bu benzerlik iki karakterin de hayatlarını seçemeden yaşadığı bir hikâyeyi resmeder. Daha sonrasında ise Nico ve Eleni birlikte görülürken filmin sonu gelir. Film bu anlamda sonra olacakları kendi özünde sonlandırır belki ama yorumlamaya da müsait bir pencere bırakır.
Filmde işlenen olgular karakterin etrafında da gelişen kimlik, öteki olgularını içerdiği gibi yaşadığı çevreye dair mesajlar da vermektedir. Aynı zamanda film içindeki çevreden gelenekçi izlere rastlamak mümkündür. Ayşe bu geleneksel, toplumsal rollerin işlendiği kırsal bölgedeki karmaşanın ve birliğin ötesinde, topluluktan ayrı halde bulunmaktadır. Onu kökeni mi, yoksa kendi iç hesaplaşması mı bu sosyal yapıdan uzaklaştırmıştır diye düşünürken bastırdığı kimliğinin farkındalığı ile oradan ayrılmıştır. Ayşe/Eleni’nin kendi yolculuğuna çıkmadan önce bulunduğu yer, gelenekçi toplum normlarının izlerinin görüldüğü bir özelliğe sahip olması ve bu olguların bireylere yerleşmiş olması gerçek hayata yakın bir biçimde yansıtılmıştır. Ayşe ise yaşadığı bölgede bu yapıyı sessizliği ve mesafesi ile ifade etmiştir. Görsel olarak sisli, yağmurlu bir mekân tasviri işlenmesi ise karakterin iç karmaşasını anlatmak için desteklenen bir etken olmuştur. Ondaki bireysellik, öteki olmanın izleri ve kendi iç dünyasını keşfetme mücadelesi, izleyiciyi Bulutları Beklerken yolculuğuna davet etmektedir.