Çin Dramalarının Kötü Son Laneti: Peki, Ama Neden?

Son yıllarda popülerliğini arttıran ve birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de geniş bir hayran kitlesine sahip Çin dramaları, neden hep kötü sonla bitiyor hiç düşündünüz mü?

Çin kültürünü yansıtan destansı hikayeleri ve çarpıcı görsel efektleri ile göz kamaştıran Çin dramalarının en belirgin özelliği mutsuz sonlarıdır. Bu sonlar çoğu zaman baş karakterin veya karakterlerin ölümü, iki aşığın ayrılışı ve büyük savaşlar sonucu ölen insanları içerir. 

Çin dramaları; genellikle karakterlerin toplum için kendi hayatlarından sevdikleri insanlardan veya güçlerinden vazgeçtiği dramalardır. İzleyiciyi içine çeken bu yapımlar Çin'in mevcut siyasi yapısı, mitolojisi, öğretileri, inançları (Konfüçyanizm, Taoizm, Budizm) ve gerçeklik algısı üzerine kurulur.

Mutsuz sonlar olarak düşündüğümüz bu sonlar Çin'de olağan kabul edilen, herkesin ülkesi ya da halkı için yapacağı fedakarlıklardır.

Çin’de gerçeklik algısı mutlu sonların olabilirliğini azaltır. Gerçek hayatta mücadele ve fedakarlık daha ön planda, kişi mutluluğu ise daha arka planda kalır. Bu nedenle Çin kültüründe mutlu sonlar gerçekçi olmaktan bir hayli uzaktır.

Konfüçyanizm, Taoizm ve Budizm de bulunan acı ve fedakarlık düşüncesi mutsuz sonları da beraberinde getirir. Bu öğreti ve inançlarda, insanların olgunlaşması için acıyı hayatlarını bir parçası haline getirmeleri ve zorluklara katlanmaları gerektiği vurgulanır.

Diğer önemli etken ise Çin'in mevcut siyasi yapısıdır. Çin’in siyasi yapısı sosyalizm üzerine kuruludur. Sosyal Yurtseverlik ön plandadır. Toplum ve devlet bütünlüğü için halkın fedakarlık yapması gereklidir. Bu siyasi yapı gerçeklik algısı ile paralellik gösterir.

Çoğumuzun üzüldüğü, hüsrana uğradığı, mutlu sonlar hayal ettiği Çin dramaları aslında Çin devletinin mevcut siyasi yapısını ve kültürlerini doğrudan yansıttıkları yapımlardır.