Crysis 1'in Sonunda Nomad'e Ne Oldu ?
Crysis 4'ü beklerken hâlâ akıllarda yatan o soru.
Jake "Nomad" Dunn; Crysis serisinde ilk hayat verdiğimiz, bizlere Nanosuit'i ilk kez tattıran, her şeyin başlangıcına gizli kapaklı dahi olsa tanık olduğumuz o baş karakter. İlk oyunda adaya döndükten sonra neler olduğunu kimse bilmezken ikinci oyun (Warhead değil Crysis 2) ile ilk oyun arasını bağlayan bir çizgi roman çıktı. Bu çizgi romanda Nomad'in öldüğünü anlıyor olsak da sonraki oyunlarda topladığımız ipuçları bize bunun aksini gösteriyor. Evet şimdi tekrar o soruyu sorup bu gizemin içine girelim: Nomad'e ne oldu?
Türk oyuncuların kalbinde taht kurmuş, "GTA V açan bilgisayar" vari bir geyikle zamanının "ekran kartı katili" olarak anılan, hâlâ günümüzde çoğu sistemi zorlayan efsane oyun Crysis; aradan onca sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ bazı gizemlerini korumakta. Onca sene çeşitli kanallardan ve kaynaklardan bu gizemlere türlü türlü açıklamalarda bulunulmuş olsa da günümüzde bu gizemlerin çokta bir etkisi kalmadığı söylenebilir. Crysis serisinin ikinci ve üçüncü oyununda etrafta toplanabilir olan bazı eşyalar oyunda hikâye akışına ait bilgiler içermekte ve her ne kadar 1. oyunda oynadığımız karakter yani Nomad'in gözüyle görmesekte olan biteni az buçuk açıklamaktadır.
İnternette yaptığım araştırma sonucu edindiğim bir bilgide Crysis öncesinde Nomad'ın yüzünün yukarıdaki gibi olduğunu ancak bilinmeyen bir nedenden dolayı oyunda yüzünün olmadığı yazıyor.
Gel gelelim insanların hâlâ çözmekte zorlandığı büyük gizeme tabi eğer hâlâ çözmeye çalışan varsa. Nedir o gizem diyecek olursanız tabii ki de yazımızın ana konusu Nomad'in ölümü. Bilindiği üzere ilk oyun ile ikinci oyunun ortasını anlatan 6 bölümlük bir çizgi roman bulunmakta ve bu çizgi romanda Nomad'a ve ekibe ne olduğu detaylıca açıklanmaktadır. Fakat bunu sizlere özet geçecek olursam en son Crysis 1'in final bölümünde Nomad'in büyük sef gemisiyle çarpışmasına tanık olduk. Hemen ardından Psycho ve Helena Rosenthal VTOL ile bizi uçak gemisinden alıp götürecekken Psycho, Prophet'ın yaşadığını ve adada olduğunu söyler. Hemen ardından ekip adada tekrar toplanır, adada toplanır toplanmaz anormallikler başlar ve ekibin Prophet'a olan güveni giderek azalmaktadır. Prophet ise bu durumun farkındadır ve düzgünce açıklama yapmak zorunda kalır.
Prophet geçmişinde yaşadıklarını, CIA'in bu konuyla ilgisini ve Hargreave ile olan bağlantısını anlatır böylece az da olsa ekibin güvenini geri kazanır tüm bu olaylardan sonra Nomad'a gelicek olursak Prophet ekibin tahliyesi için Hargreave'den destek ister ancak gelen ekip CIA'in ekibidir bunu fark ettiklerinde artık her şey için çok geçtir, ekibe yaklaşan tekneden ağır bir EMP saldırısı sonucu giysiler devre dışı kalır ve ekip kurşun yağmuruna tutulur bu sırada Rosenthal burada hayatını kaybeder Nomad ise daha önceden de almış olduğu ağır yaralardan ötürü durumu ciddileşir.
Çizgi romanın son sayısında Nomad'in kendini bombanın önüne attığı kısım.
Ekip CIA'in eline düşer ve işknece görmektedirler bu işin başında Prophet'ın daha önce kavga etmiş olduğu Albay yer almaktadır. Albay, Nomad'in giysisini çıkartmak üzere emir verir o kadar acı yetmezmiş gibi bir de giysi çıkarımında bir o kadar can çekişmektedir ancak bu yolculukta ekip daha önce seflere ait zaman portalından geçmişti ve böylece Amiral Marrison'ın adaya yollamış olduğu füze daha yeni adaya ulaşmıştı ve patlayan füze bir EMP dalgası oluşturarak ekibi bağlı tutan kilitleri devre dışı bırakır ve giysileri tekrar aktifleştirir. Fırsattan yararlanan Prophet ve Psycho yakınlarındaki CIA üyelerini etkisiz hâle getirir o esnada Prophet ve Psycho'ya atılan roketin önüne duvarı kırarak atlayarak kendini siper eden Nomad artık son nefesini vermektedir. Nomad'in bu ana kadar ayakta durmasının sebebi ise giysinin onu yaşatması olduğunu öğrenmekteyiz ve Nomad oracıkta Psycho ve Prophet'ın gözleri önünde can verir.
Böylece Nomad'e ne olup bittiğini en kısa hâliyle sizlere aktardım. Olur ya belki de 4. oyunda Nomad'i oynar ya da kendisini bir şekilde oyun içinde görürüz. Aşağıya ilk oyundan bir diyalog bırakıyorum ki daha çok kafanız karışsın. :)
Helena Rosenthal: If you get in trouble, let me know. "Başın belaya girerse bana haber ver."
Nomad: I'm always in trouble. "Başım her zaman belada."