Dokuz Gün Kraliçesi
Lady Jane Grey, İngiltere tahtında yalnızca dokuz gün kalmasıyla bilinmektedir.
Dünyanın hemen hemen her yerinde taht için mücadele ve kavgalar yaşanmıştır. Bu zorlu, acımasız ve hırslarla dolu yolda ise yeri gelmiş masumlar dahi kendilerini, anlamayıp ve istemeden oyunun bir parçası halde ortasında bulmuşlar, kimi zaman yalnızca başkalarının piyonu olarak oyuna dahil olmuşlardır. Bunlardan biri ise üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen hikâyesi hâlâ bilinen ve konuşulan isimlerden biri olan Lady Jane Grey'dir.
Lady Jane Grey, İngiltere tahtında yalnızca dokuz gün kalmış ve bu nedenden dolayı kendisine ''Dokuz Gün Kraliçesi'' denmiştir. VIII. Henry'nin ölümü ve ardından tahtta geçtiğinde yalnızca dokuz yaşında olan oğlu VI. Edward'ın altı yıl süren hükmünün sonunda yerine kısmen üvey kardeşleri olan I. Mary ve I. Elizabeth'in gelmesini istemediğinden tahtın varisi olarak kuzeni Jane Grey'i vasiyetinde ilan etmiştir. İngiltere protestanlığı kabul etmiş olsa bile ülkede katoliklerin sayısı göz ardı edilemezdi. VI. Edward'ın ölümü ve çocuklarının olmaması nedeniyle babasının belirlediği sıralamaya göre kendisinden sonra taht sırası ve üstünde hakkı olan Mary'nin katolik olmasından dolayı özellikle onun tahtta geçmesini istememiştir. Protestanlığın korunması ve sürmesini isteyen VI. Edward, protestan kuzeni Jane Grey'i ve gelecekte doğacak olan erkek çocuklarını taht varisi olarak belirlemiştir. Jane Grey ise tahtta oturma ve kraliçe olma konusunda herhangi bir isteğe sahip olmasa bile yine de kabul etmiştir. Resmen İngiltere'yi yönetecek yeni hükümdar olan Lady Jane Grey, taç giyme töreni yapılana kadar kendisinin güvenliği açısından Londra Kulesi'nde kalarak beklemeye başlamıştır. Ne var ki ülkede büyük destekçisi olan Mary, kardeşinin ölümünün kesinleştiğini öğrendikten sonra bulunduğu yerden ayrılarak ve arkasında bulunan destekçilerinin gücü ile Londra'ya giderek İngiltere tahtına oturdu. Lady Jane Grey'in büyük bir destekçisi olmamasına rağmen olanlarında geri duruş sergilemelerinden dolayı Lady Jane Grey, ansızın tek başına ve savunmasız kalmıştır. Tahtta geçen ve artık kraliçe olan I. Mary, Jane'i idam ettirmeyi düşünmemesine rağmen varlığı tahtını tehlikeye sokmaktaydı. Kuleye kapatılan Jane Grey'in sonunun gelmesi, babasının kraliçeye karşı çıkan isyanda rol oynamasıydı. Böylelikle kaçınılmaz son gelmiş, Lady Jane Grey ve eşi idam edilmiştir. Lady Jane Grey idam edildiğinde net olmamakla beraber 16-17 yaşındaydı.
Lady Jane Grey, idam edileceği anda gözlerini bağladı, diz çöktü ve ellerini uzattığında tahta bloğu bulamadı. Bulamayınca panikledi ve etrafına karşı bağırarak, ''Nerede o? Ne yapmalıyım?'' dedi. Kulede kapatıldığı sırada kule yardımcısı Jane Grey'in ellerinden tutarak idam sehpasını bulmasına yardım etti.
Lady Jane Grey'in son anı ise ünlü Fransız ressam Paul Delaroche tarafından 1833 yılında yapılarak resmedilmiştir. The Execution of Lady Jane Grey isimli tablo ise halen Londra'da National Gallery'de sergilenmektedir.