Dost Kazığı 101: Tarihte Kim, Kimi, Nasıl Sattı?

"Beni de Mi Satacaksın Brutus?" - Tarihte Şok Eden İhanetler


İhanet, insanlık tarihi kadar eski. Krallar, imparatorlar, generaller, hatta sıradan vatandaşlar bile ihanete uğramaktan kaçamamış. Kimisi iktidar hırsıyla en yakın dostunu satmış, kimisi ise "Özgürlük!" naraları atarken düşman safına geçmiş. İşte tarihin en rezil, en unutulmaz ihanetleri! 


1. "Sen de mi, Brutus?" - Julius Caesar’ın Bıçaklanması (MÖ 44) 

Roma’nın karizmatik lideri Julius Caesar, “Ömür boyu diktatör” unvanını kaptıktan sonra ortalık biraz karıştı. Senato, "Bu adam çok güçlendi, fişi çekme vakti geldi." diyerek bir suikast planladı. 

Ve ne oldu? En yakın dostlarından Brutus ve diğer 22 senatör, adamcağızı bıçak manyağı yaptı. Son sözleri "Sen de mi, Brutus?" oldu (muhtemelen "Bu kadarına da pes!" demek istiyordu). 

Şimdi soruyoruz: Brutus, gerçekten iyi bir vatansever miydi, yoksa sadakatsiz bir dost mu? Roma halkı bile kararsız kaldı ama bildiğimiz bir şey var: Caesar sırtından 23 bıçak yemişti ve sonuncusu en çok acıttı. 


2. Bizans’ın Sonunu Getiren Açık Unutulmuş Kapı (1453) 

1453’te Osmanlı ordusu İstanbul surlarını döve döve geçmeye çalışırken, içeride bir Bizanslı "Aman kapıyı açık unutmuşuz yahu!" diyerek tarihe geçti. 

Evet, Kerkoporta Kapısı ya gerçekten açık unutuldu ya da bir Bizans askeri Osmanlılara yardım etti. Sonuç? Osmanlı askerleri içeri sızdı, Bizans’ın 1000 yıllık tarihi 1 günde tarihe gömüldü. 

Kapıyı açan kimdi bilinmiyor ama kendisine tarihin en beceriksiz güvenlik görevlisi ödülünü vermek lazım. 


3. "Abi Biz İngilizleri Daha Çok Sevdik"- Benedict Arnold’un İhaneti (1780) 

Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nda General Benedict Arnold, başlarda Amerikan ordusunun kahramanıydı. Ama sonra "Ben burada ne yapıyorum?" diyerek saf değiştirdi ve İngilizlerin safına geçti. 

Daha da kötüsü, West Point Kalesi’ni İngilizlere teslim etmek için pazarlık yaptı. 

Planı ortaya çıkınca, Amerikalılar onu idam etmek istedi ama Arnold paçayı kurtarıp İngiltere’ye kaçtı. 

Sonuç? İngilizler bile adamı sevmedi. Ölene kadar lanetle anıldı. Bugün bile ABD'de "Benedict Arnold" dersen, "Hain" demiş olursun. 


4. "Napolyon, Kral mı? Yok Artık!" - Mareşal Ney’in İhaneti (1814-1815) 

Napolyon’un en güvendiği adamlardan Mareşal Michel Ney, Fransa Kralı tarafından "O adam gitti, artık bizimlesin" diyerek satın alındı. Ney de Napolyon'un düşmanı oldu. 

Ama Napolyon 1815’te geri döndü. Ney, ilk başta "Onu yakalayıp Paris’e getireceğim!" dedi… Sonra Napolyon’u görünce bir anda taraf değiştirdi ve ona bağlılığını ilan etti! 

"Abi sen ne yaptın?" diyen kral, Ney’i yakalatıp idam ettirdi. İşte fazla uyanık olmanın sonu… 


5. "Saraydaki Yılan"- Rasputin ve Çariçe Alexandra (1916) 

Grigori Rasputin, Çarlık Rusya’sının en şaibeli karakterlerinden biri. Adam bir mistikti, bir şifacıydı ama aynı zamanda Romanov ailesinin içine sızmış tam bir fırsatçıydı. 

Çariçe Alexandra, oğlunun hastalığını iyileştirdiği için Rasputin’e körü körüne inandı ve ona sarayda inanılmaz bir güç verdi. 

Ancak soylular "Bu adam Rusya’nın sonunu getirecek" diyerek onu öldürmeye karar verdi. Rasputin’i öldürmek için: 

  • Zehir verdiler, ölmedi. 
  • Bıçakladılar, ölmedi. 
  • Kafasına sıktılar, yine ölmedi. 
  • En sonunda Neva Nehri’ne attılar, buz gibi suda can verdi. 

Bu olay tarihe, "Ölmemekte inat eden adam" olarak geçti. 


6. “Norveç’in En Büyük Haini”- Vidkun Quisling (1940) 

Vidkun Quisling, II. Dünya Savaşı sırasında Hitler’in adamı oldu ve Norveç’in Nazi Almanyası tarafından işgal edilmesine yardım etti. 

Savaş bitince yakalandı, yargılandı ve idam edildi. 

Bu ihanet o kadar büyük bir skandaldı ki, Quisling ismi artık "Hain" anlamına geliyor. Eğer birine "Quisling" derseniz, direkt olarak "Vatan haini" demiş oluyorsunuz. 


7. Osmanlı Sarayındaki Aile İhanetleri 

Osmanlı’da taht kavgaları hep kanlı oldu ama en dramatiklerinden biri IV. Mehmed’in annesi Kösem Sultan’ın ihaneti. 

Kendi oğlunu tahta geçirmek için torununu bile öldürtmek istemişti. Ancak işler ters gitti, saraydaki rakipleri Kösem Sultan’ı boğarak öldürdü. 

Ders: Saray entrikalarında kazanmak kadar hayatta kalmak da önemli. 


8. Çifte Ajan Kim Philby: İngilizler Şaşkın! (1950'ler -1963) 

Kim Philby, İngiltere’nin gizli servisi MI6’de çalışıyordu ama aynı zamanda Sovyetler için casusluk yapıyordu. 

Adam İngiltere’nin en gizli bilgilerini Moskova’ya sızdırdı, hem de yıllarca! 

Sonunda ihanet ortaya çıkınca kaçmayı başardı ve Moskova’da bir kahraman gibi karşılandı. İngiltere ise "Vay be, adam 30 yıl boyunca bizi kandırmış!" diyerek şok oldu. 


9. Rosenberg Çifti: ABD’yi Satan Aile (1953) 

Julius ve Ethel Rosenberg çifti, ABD'nin nükleer sırlarını Sovyetler’e satmakla suçlandı. 

ABD, "Bu işin şakası yok" diyerek ikisini de elektrikli sandalyeye gönderdi. 

Ancak yıllar sonra bazı belgeler, Ethel’in aslında suçsuz olabileceğini gösterdi. Yani belki de Amerika bir hata yapmıştı. 


Sonuç: Güç, Para, İkna, Açgözlülük… 

Tarih, ihanete uğramış hükümdarlarla dolu. Ama her ihanetin ortak bir sonucu var: Hainler ya zafer kazandı ya da sonları pek fena oldu! 

Peki, sence tarihin en büyük ihaneti hangisi? Yoksa ihanet bazen gerekli mi?  


KAYNAK