Essentialism

Günümüz dünyasında hemen her şey dikkatimizi çekmeye çalışıyor. Sosyal medya bildirimlerinden yapılacaklar listelerine, sürekli bir “meşguliyet” hâli içerisindeyiz. Bu yoğunluk arasında gerçekten önemli olana odaklanmak zorlaşıyor. Sürekli daha fazlasını yapmamız, daha çok şeye yetişmemiz ve her alanda başarılı olmamız bekleniyor. Ancak bu beklentiler, çoğu zaman bizi yorgun, dağınık ve mutsuz bir hale getiriyor. İşte tam bu noktada devreye essentialism yani öz'e dönüş felsefesi giriyor. Greg McKeown'un "Essentialism: The Disciplined Pursuit of Less" kitabıyla popülerleşen bu felsefe, hayatımızı sadeleştirerek gerçekten önemli olana odaklanmamızı öneriyor.

Essentialism’in temel prensibi basit: Her şey önemli değildir. Gerçekten önemli olan az sayıdaki şeyi bulup, diğer her şeyi nazikçe reddetmek gerekir. Bu bakış açısına göre, hayatımıza değer katmayan, sadece bizi meşgul eden işlerden arınmak özgürleştirici bir adım olur.

McKeown, essentialism’i bir "zihniyet değişimi" olarak tanımlıyor. Alışılagelmiş "hem bunu hem şunu yapmalıyım" anlayışının yerine, "ne yapmazsam daha iyi olur?" sorusunu koyuyoruz. Başarılı ve verimli insanlar her şeye yetişenler değil; önceliklerini belirleyen ve geri kalanına “hayır” demeyi bilenler oluyor.

Essentialist bir yaşam tarzı benimsemenin ilk adımı seçmek. Çoğu zaman kendimizi, bize dayatılan görevlerin ve beklentilerin kurbanı gibi hissederiz. Oysa gerçek şu ki, seçim yapma gücü her zaman bizde. Bu güç, hayatımızın yönünü belirler. Ardından ayrım yapmak gelir: Hangi işler, projeler, ilişkiler gerçekten değerli? Hangi fırsatlar, bizi uzun vadeli hedeflerimize yaklaştırır? İşte bu sorulara dürüstçe cevap vererek hayatımızı sadeleştirebiliriz.

Essentialism aynı zamanda hayır demenin önemine de dikkat çeker. Pek çoğumuz, başkalarını kırmamak adına her teklife, her davete, her işe "evet" diyoruz. Ancak her evet, kendi hayatımızdan bir parça daha çalıyor olabilir. "Nazik ama net bir hayır", hem kendimize hem karşımızdakine duyduğumuz saygının göstergesidir.

Bu yaklaşımı iş hayatında uygulamak da büyük fark yaratıyor. Bir essentialist, ekip çalışmasında net hedefler belirler, öncelikli projelere odaklanır ve gereksiz toplantılara zaman kaybetmez. Böylece daha az çalışır gibi görünse de, çok daha etkili sonuçlar üretir.

Özetle, essentialism bir tembellik ya da kaçış yöntemi değil; tam aksine, daha bilinçli, daha seçici ve daha tatmin edici bir yaşam tarzıdır. Gerçek başarı, her şeyi yapmaktan değil; doğru şeyleri yapmaktan geçer. McKeown’un da dediği gibi: “Essentialism, daha az şeyde mükemmel olmak demektir, her şeyde orta halli olmaya çalışmak değil.”

Eğer siz de hayatınızda daha fazla anlam, daha az stres ve daha çok başarı istiyorsanız, essentialism felsefesini keşfetmeye hemen bugün başlayabilirsiniz.