Fransa'nın Kutsal Meleği: Jeanne d'Arch
"The only solution was to stand and fight."
"I am not afraid... I was born to do this." - Jeanne d'Arch
Bugün sizler için yazacağım yazı bir mit değil ama emin olun, bir mit kadar efsanevi ve etkileyici birini anlatacağım. Jeanne d'Arch, Fransa tarihi deyince akla gelen en önemli figürlerden birisidir. 1412'de Fransa'nın küçük bir köyünde doğdu. Dönemin şartları yüzünden okula gitme fırsatı olmadı. Ama annesi koyu bir katolikti, Jeanne ve diğer çocuklarını katolik inancına göre yetiştirmekten geri kalmamıştı. Dindar ve sakin bir hayatı vardı fakat bu o kadar uzun sürmedi. Jeanne garip sesler duymaya ve rüyalar görmeye başladı. Bu sesler ona Fransa'ya yardım etmesi gerektiğini söyleyip durdu. O zamanlar Fransa ve İngiltere arasında Yüzyıl Savaşları patlak vermişti. Fransa, İngilizler tarafından gelen ağır darbeler altında ezilmekteydi. Fransa halkının aklında bu durumdan ancak bir mucize olursa kurtulabiliriz düşüncesi vardı.
Jeanne bu durumu fırsat bilerek garip sesler duyduğunu, rüyalar gördüğünü anlattı. İngilizleri Fransa'dan temelli sürmek ve Fransa varisini (VII. Charles) kral yapabilmek için tanrılardan talimat aldığını söyledi. Umuda aç olan halk için mucize ayaklarına gelmişti. Yalnız, Fransa varisi ile görüşmek sandığı kadar kolay olmadı ama zekasını konuşturup görüşmeyi başardı. VII. Charles'a tüm saydamlığı ile olanları anlatıp sonunda istediğine ulaşmış bir şekilde orduya girdi.
Jeanne, 29 Nisan 1429'da büyük bir ordu eşliğinde Orleans'a geldi. Orleans uzun süredir İngiliz kontrolünde olan ve savaşın seyrini değiştirebilecek en kritik noktaydı. Buranın tekrardan Fransız egemenliğinde olması demek savaşın kazanılması umudunun en büyük motivesi olurdu. Jeanne, Charles tarafından tabi tutulduğu güven ve inanç testleri olumlu sonuçlandığı için askerler bir kadın tarafından yönlendirilmeyi sorun olarak görmemişlerdi. Hatta, Jeanne d'Arch hikayesi halk içinde umudun yeniden yeşerme isteği ve özgürlüklerini arzulatmıştı. Halk için gereken güç ve inanç Jeanne ile gelmişti. Bıçaklarını bilemeye başlamışlardı. Jeanne ve komutasındaki ordusu şehre girdikten sonra şehrin kontrolünü elde etmeyi başarmıştı. Uzun süredir Orleans şehrinde bulunan İngilizler geri çekilmek zorunda kaldı. Bu kadar kısa sürede şehrin alınması Fransızları motive ederken İngilizler için geride koca bir endişe bırakmıştı.
Jeanne'nin başarısı sadece Orleans ile kalmadı. Fransa için sayısız savaşa öncülük etmiş ve başarı ile geri dönmüştür. 17 Temmuz 1429'da VII. Charles, tıpkı Jeanne'ya söylenen ilahi sözlerdeki gibi Reims'ta Fransa kralı olarak taç giydi. Ne yazık ki Jeanne'nin başarılı savaş hayatı istediği kadar uzun sürmedi. 1430'da İngilizler tarafından planlanmış bir pusuda yakalandı. İtibarını zedelemek ve savaş seyrini daha fazla Fransızların lehine sonuçlanmaması için İngilizler intikam çanlarını çalmıştı. İngilizler Jeanne'yi Tanrı'ya karşı geldiği ve şeytan ile iş birliği yaptığı için kâfir ilan ettiler. Kendisini büyücülük ve cadıcılıkla suçladılar. Erkek gibi giyinmesi ve davranması da diğer birçok suçlamaları arasından biriydi. Jeanne d'Arch hakkındaki tüm suçlamalara karşı kendisini savunmaya çalışmış fakat başarılı olamamıştır. İdam edilmesi kararı çoktan çıkmıştır. 30 Mayıs 1431'de Jeanne d'Arch bir kazığa bağlanıp ve öldüğünden emin olmak için tam iki kez yakılmıştır. Külleri ise kullanılmamak üzere nehire döküldüğü söylenir.
Fransa Yüzyıl Savaşlar'ından galip ayrılmıştır. Jeanne'nin ölmüş olması halkın güç ve inancını azaltmadı. Aksine, yapmış ve göstermiş olduğu başarı ve cesaret örneği o günden beri hatırlanmaktadır. Savaştan yaklaşık 20 yıl sonra Kral VII. Charles'ın düzenlemiş olduğu bir mahkeme ile adı temizlenmiştir. Hayatta kalabildiği 19 yıllık kısa ömründeki başarısı kitaplara, filmlere ilham olmuştur. Tanrı'nın cesur kızı olarak anılmaya devam etmiştir. Yazımın başında belirttiğim gibi bazı hikayeler vardır ki mitler gibi masalsı gelir kulağa ama bazıları da vardır acı hatırlatır sadece insana. Özgür ve esen kalın.