Gözetim Toplumunun Gölgesinde: Person of Interest
Yapay zeka aracılığıyla işlenmemiş suçları öngörme fikri, izleyiciyi derin etik sorgulamalarla yüzleştirirken, mahremiyeti de sorgulatır.
Jonathan Nolan tarafından yaratılan ve J.J. Abrams'ın yapımcılığını üstlendiği Person of Interest, 2011 yılında yayın hayatına başlamış ve modern toplumun teknolojiyle kurduğu ilişkiyi sorgulayan bir dizi olarak dikkat çekmiştir. Yapay zeka, mahremiyet, gözetim ve etik sorumluluklar gibi kavramlar etrafında şekillenen dizi, klasik polisiye anlatının ötesine geçerek felsefi ve politik olarak da bir anlatı sunar.
Yapay Zeka ve Modern "Panoptikon"
Dizinin merkezinde yer alan "Makine" (The Machine), geliştiricisi Harold Finch tarafından ABD hükümeti için tasarlanmış bir yapay zeka sistemidir. Bu sistem, ülkedeki tüm dijital verileri analiz ederek olası terör saldırılarını öngörmeyi amaçlar. Ancak "önemsiz" olarak sınıflandırılan bireysel suçlar da bu sistem tarafından görülmektedir. Bu noktada dizi, Michel Foucault'nun "panoptikon" kavramına yaklaşan bir gözetim düzeni sunar. Bireyler, izlendiklerinin farkında olmasalar dahi davranışlarını bu ihtimale göre düzenler. Person of Interest, dijital panoptikonun yeni boyutunu gözler önüne sererken, gözetimin artan gizliliği ve merkezsizleşmesiyle bireysel özgürlüklerin ne ölçüde erozyona uğradığını sorgular.
Güvenlik ve Özgürlük Arasındaki İkilem
Dizinin sunduğu temel sorunsallardan biri, ulusal güvenlik adına hangi bireysel haklardan vazgeçilebileceğidir. Finch ve eski CIA ajanı John Reese, suçu işlenmeden önlemek adına harekete geçerler; ancak bu durum, suçun potansiyel fail ya da mağdurunu izleme, değerlendirme ve hatta yargılama hakkını kendilerinde görmeleri anlamına gelir. Bu ikilemler, hem karakterlerin içsel çatışmasında hem de izleyicinin ahlaki sorgulamasında belirleyici olur.
Karakterler ve Etik Sorgulama
Finch'in teknolojiyi sadece bir aracı olarak görmesiyle Reese'in daha sezgisel ve pratik yaklaşımı, dizideki etik gerilimi temsil eder. Finch, sistemin olası suçları öngörme yetisini kullanırken her zaman sistemin sınırlarına saygı duyulması gerektiğini savunur. Reese ise sokak düzeyinde çatışmaların içinde yer alarak daha pragmatik bir etik anlayış benimser. Diziye sonradan dahil olan "Samaritan" isimli rakip yapay zeka sistemi, bu etik soruları daha da derinleştirir. "Makine" sınırlı bir etik anlayışa sahipken, "Samaritan" toplumsal kontrolü önceliklendirerek totaliter bir yapıya evrilir.
Toplumsal Yansımalar ve Gerçek Dünya
Person of Interest, kurgu dünyasının ötesine geçerek izleyicisini içinde yaşadığı toplum hakkında düşünmeye davet eder. NSA'in kitlesel veri toplama uygulamaları ya da Cambridge Analytica skandalı gibi olaylarla birlikte dizi, dijital dünyadaki gözetimin sadece bir kurgu olmadığını gözler önüne serer. Güvenlik bahanesiyle uygulanan teknolojik denetimlerin demokratik değerleri nasıl tehlikeye attığını gösteren dizi, bilimkurgunun eleştirisel gücünü etkin bir biçimde kullanır.