Hafta Sonu Kaygısı: Pazar Sendromu
Pazar Günleri Neden Kaygı Verici?
Hafta sonuna ulaşmış olmanın haftanın tüm yorgunluğunu götürdüğü keyifli bir cuma akşamının ardından, kendinize vakit ayırdığınız huzurlu bir cumartesiyi de geride bırakırken pazar günü kaçınılmaz bir şekilde kapınıza dayanır. İçinizde anlamlandıramadığınız bir huzursuzlukla güne devam ederken yaklaşan haftanın sorumlulukları da kafanızda dolaşmaya başlar ve sıkılmışlık hali giderek ağırlaşır. İşte, tatil olmasına rağmen pazar günleri içinizi saran bu bunalmışlık hissi, aslında pek çok insanın yaşadığı bir sendromun sonucudur: Pazar Sendromu.
Psikolojik bir durum olan Pazar Sendromu, diğer bir deyişle Pazar Korkusu (Sunday Scaries), Profesör Suzanne Degges-White'ın tarafından, "... yaklaşan pazartesiyle birlikte işe ya da okula dönme isteksizliğimizi, hafta sonunun bitişine duyduğumuz hüznü ve cuma öğleden sonralarının sunduğu o özgürlük vaadine karşı hissettiğimiz özlemi ifade ediyor. Bazı durumlarda “Pazar Kaygısı Sendromu” olarak da adlandırılıyor, çünkü bu hissin temelinde yeni bir haftaya başlamanın yarattığı korku yatıyor." şeklinde anlatılıyor.¹
İlk olarak 2009'da Urban Dictionary web sitesinde "Genellikle tüm günü yatakta geçirip hem geçmişte yapılan hatalardan pişmanlık duymak ve hem de görünürde var olmayan geleceği sorgulamakla karakterize edilir." şeklinde tanımlanan Pazar Korkusu, ruh sağlığı uzmanları tarafından ise "Önümüzdeki haftaya dair olumsuz beklentilerden kaynaklanan kaygı" olarak ifade ediliyor.²
Konuyla ilgili 2 bin kişinin katılımıyla yapılan bir çalışmada, katılımcıların yüzde 88'inin pazartesi sabahını düşündüklerinde pazar günü kaygısı yaşadığı ortaya koyulmuştur. Üstelik ankette bu hissin tam olarak ne zaman başladığı da belirlenmiştir. "Katılımcılar, yaklaşan hafta için endişelenmeye öğleden sonra saat dörde doğru başlıyor."³
Bu sendrom, günümüz çalışma temposuyla yakından ilişkilidir. Hafta sonu kendimize vakit ayırmak ve sevdiğimiz şeylere yönelmek yerine ne yazık ki yaklaşan haftanın yoğun temposunun baskısı altına gireriz. Elbette bu kaygıyı yönetmek ve hafta sonunu daha verimli hale getirmek mümkün. Pazar gününe karşı bakış açımızı değiştirmek, o günü sadece bir geçiş olarak görmektense kendimize iyi gelecek aktivitelerle değerlendirmeye çalışmak kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Sevdiğimiz bir hobimizle ilgilenmek, açık havada vakit geçirmek, sevdiklerimizle zaman geçirmek veya rahatlatıcı bir akşam rutini oluşturmak gibi küçük değişiklikler, pazar gününü daha huzurlu geçirmek ve yeni haftaya karşı duyulan isteksizliği azaltmak için etkili olabilir. Pazar gününü bir endişe kaynağı olarak görmek yerine kendimizi yenilemek ve yeni haftaya daha motive başlamak için bir fırsat olarak değerlendirmek bizim elimizde.