Hava, Ateş, Su ve Toprak; MEZARLIK

"Her şey vücut bulduğu köklere döner, bedenimiz toprak olur, kanımız su, ısımız ateş, soluğumuz hava. Ahenkle doğanlar, ahenkle ölürler..."

Mezarlık, bölümleri normal bir dijital platform dizisinden çok daha uzun olmasına rağmen netflix'te yayınlanan bir dizi olarak karşımıza çıktı.

Dizinin yönetmeni ismini uzun zamandır herhangi bir işiyle duymadığımız Abdullah Oğuz. Daha önce yine kriminal bir iş olan Çember isimli dizinin yönetmenliğiyle karşımıza çıkmıştı. Ben Abdullah Oğuz'un işlerine bugüne kadar tutulmuş ve tutulmaya da bir şekilde devam eden bir formül uyguladığını düşünüyorum açıkçası. O bildiğimiz kriminal dizi formundan bu işinde de pek dışarı çıkmamış. Elimizde bir güçlü kadın karakter, bir hacker, bir serseri polis ve bir bilge polis bulunuyor. Başta birbirleriyle çokça çatışıp daha sonra kendi aralarında da bir uyum sağlıyorlar. Bu yönden izlemeye çok da alışık olduğumuz bir polisiye dizi aslında Mezarlık.

Türkiye'de çok fazla polisiye iş yapılmış olmasına ve spesifik olarak kadın cinayetlerine dikkat çeken başka diziler de bulunmasına karşın bana göre Mezarlık'ı onlardan ayıran bazı özellikler var. Mezarlık, cinayetlere ağıtlar yakmak yerine kendince bu cinayetleri oluşturan toplumu ve gereğince yargılayamayan adalet sistemini de eleştiriyor. Yani dizinin kurgusu işleyen, düzgün bir hukuk sistemi üzerinden cinayetlere bakmak yerine günümüz Türkiye'sinin yargı sistemine ve siyasi çerçevesine paralel bir konumdan olayları ele alıyor.

Genel olarak dizinin bir farkındalık oluşturmaya çalıştığı ve içinde bir iktidar eleştirisi bulundurduğu açık. Bu sebeplerle bence ses çıkaran değerli bir iş fakat sinematografik açıdan diziden pek bir şey beklememek gerek. Bir sayfada bu diziyle ilgili " Söylemek istediklerini sinema diliyle söylemiyor da direkt söylüyor." şeklinde bir yazı okumuştum ve baya haklı bulmuştum.

Yine de bilgilendirici ve eleştirel yönüyle dikkat çeken bu diziye bir göz atmanızı tavsiye ederim.