Hills Like White Elephants ve Buzdağı Teorisi

Yazar hikaye hakkındaki bütün ayrıntıları okuyucuya kolaylıkla sunmamalıdır, çünkü ancak bu şekilde buzdağının temeli güçlenir.

Buzdağı Teorisi veya İngilizce ismi ile Iceberg Theory Hills Like White Elephants isimli kısa öykünün de yazarı olan Ernest Hemingway tarafından ortaya atılmış ve bu örnekte de görülebileceği gibi hemen hemen ürettiği her edebi üründe tarafından kullanılmıştır.

Basitçe, Buzdağı Teorisi isminden de anlaşılacağı gibi metni bir buzdağına benzetmek olarak açıklanabilir. Özellikle kurgu metinlerde kullanılan bu teoride yazar hikaye hakkındaki bütün ayrıntıları okuyucuya kolaylıkla sunmamalıdır, çünkü ancak bu şekilde buzdağının temeli güçlenir ve altmetin başarılı bir şekilde oluşturulur. Ayrıca bu teoride sadece spesifik olarak kurguya dahil olan unsurlar değil çeşitli alegoriler, semboller, tarihi veya kültürel bilgiler gibi unsurların da okyucu tarafından bilinmesi önemlidir.

Örneğin Hemingway'in bu kısa öyküsü incelendiğinde görülecektir ki metin doğrudan ve hiçbir ön bilgi vermeden bir çiftin diyaloğu ile başlar. Hatta kararını vermeye çalıştıkları istenmeyen gebelik ve kürtaj konusunun dahi doğrudan adı geçmez, Hemingway bu konunun okuyucu tarafından keşfedilmesini amaçlar. Dahası, kurgusal olarak bu çiftin ilişki durumunun nasıl olduğunu da anlatmaz, okuyucu demiryolu metaforunu iyi analiz edip aslında ne tarafa yöneleceklerine dair belirsizliğin içinde bulunduklarını, tıpkı raylar gibi hep paralel ilerleyip hiç kesişmediklerini ve kesişmeyeceklerini fark etmesi gerekir.

Ek olarak, bu örnekte okuyucu sadece kurguya dahil alegori, sembol veya metaforların üstüne, başlığın ardındaki anlamı da bilmek zorundadır. Beyaz fil öyküde hiç geçmemesine rağmen başlıkta yer bulmuştur çünkü bu kalıp aslında işe yaramayan, bakımı masraflı ama reddedilemez ve çöpe atılamaz hediye veya mülk anlamına gelir. Bu öyküde okuyucunun bu bilgiye sahip olmasının önemi ise asla adı geçmeyen istenmeyen bebeğin kurgudaki varlığının çözülmesine yardımcı olmasıdır.

Sonuç olarak Buzdağı Teorisi ve Hemingway, metinde her şeyi açık açık vermeyi reddeder, okuyucuya sadece buzdağının görünen kısmını verir ve ürünün büyük çoğunluğunu altmetine saklamayı tercih eder.