Hoca Dehhânî Hakkında Yeni Bilgiler

Hoca Dehhânî kimdir?

Araştırmacılar arasında Hoca Dehhânî’den ilk olarak Fuat Köprülü bahseder.

Ömer Faruk Akün, Dehhânî’nin 14. asrın 2. yarısında henüz hayatta olduğunu, bu sebeple Divan edebiyatının ilk temsilcisi olamayacağını ifade etmiştir.

Fuad Köprülü ise Anadolu’da Acem edebiyatından alınmış ve yüksek sınıfa mahsus bir lâdinî şiir tarzının doğduğunu belirtir. Tamamıyla sanat gâyesini hedef alan bu yeni tarz şiirin de ilk temsilcisinin Hoca Dehhânî olduğunu ifade eder. Dehhânî’nin dilini çağdaşlarından daha temiz ve pürüzsüz bulan Köprülü, eserlerinde hemen hiç tasavvuf tesirine rastlanmadığını ve tamamen lâdinî bir ruhla gazellerini kaleme aldığını vurgular. Hikmet İlaydın da Köprülü çizgisini devam ettirir. Dehhânî’nin tasavvufa, bâtınîliğe ve mezhep baskılarına kapılmadığını, yaşamın bütün fırsatlarını rindâne bir edâ ile değerlendirdiğini belirtir. Tabiat, içki meclisleri ve aşırı duygusal hâller onun şiir örgüsünü oluşturur.


Günay Kut da Dehhânî’nin rind-meşrep bir eda ile yazdığı şiirlerinde reel aşktan bahsettiğini ifade eder.

Sonuç olarak, bugüne kadar yapılan çeşitli araştırmalarda Hoca Dehhânî’ye aidiyeti kesin olan toplam sekiz manzume araştırmacıların bilgisine sunulmuştur.


Tüm bunların yanında, Hoca Dehhânî hakkında yapılan yeni tespitlere baktığımızda:

Ortaya çıkan yeni beyitlerde, Dehhânî’nin 13. değil, 14. yüzyılda yaşamış bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Bundan dolayı, Ömer Faruk Akün’ün dediği gibi 13. yüzyıl Divan edebiyatının ilk temsilcisi değildir. Dehhânî’nin Karamanoğlu Alâeddîn Ali Bey zamanında yaşadığı bu araştırmalarla kesin olarak ortaya konulmuştur. Daha önceki kaynakların büyük bir kısmında Anadolu Selçuklu hükümdarları I. Alâeddîn veya III. Alâeddîn döneminde yaşadığı söylenen Dehhânî, 14. yüzyılın ikinci yarısında Karamanoğlu Alâeddîn Ali Bey devrinde yaşamıştır. Ahmedî ve Ahmed-i Dâî gibi şairlerin çağdaşıdır. Karamanoğlu Alâeddîn Ali Bey, şaire bir Selçuklu Şehnâmesi yazmasını emretmiştir.


Dehhânî’nin yeni tespit edilen bazı manzumelerindeki dinî-tasavvufî remizlerle ördüğü ifadeler, onun sadece din dışı konularda yazmadığını, aynı zamanda tevhid ve münacaat karakterinde dinî hüviyetli şiirler de yazdığını göstermektedir.


Hoca Dehhânî’nin Türkçesi oldukça sade, işlek ve samimi bir dildir. Arapça ve Farsça terkipler yok denecek kadar azdır ve bir halk şairini okuma hissiyatını uyandırır. Dili, günlük konuşma dilinin zengin ifadeleriyle donanmıştır. Şair, edebî sanatlar içinde en çok teşbih ve tezat sanatlarının örneklerini vermiştir.