Kütahya'nın Kültürel Kimliğinin Bir Parçası: Çini
Çininin büyülü dünyasına adım atacak, onun sadece bir sanat değil, bir yaşam biçimi olduğuna tanıklık edeceğiz.
Kütahya çinisi, köklü bir geçmişin izlerini taşırken aynı zamanda her bir parçasında tarih ve kültür barındırır. Bu zarif el sanatı zanaatkarların ellerinde hayat bulurken, geçmişin hikayelerini de günümüze taşır. Kütahya'nın bereketli toprakları, çininin gelişimine zemin hazırlamıştır. Çiniler, sadece birer dekorasyon unsuru değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası haline gelmiştir. Her desen, her renk, Anadolu'nun ruhunu ve insanının duygularını yansıtır.
Çinilik, geleneksel bir sanat dalı olmanın yanı sıra, halk arasında özellikle kadınların, genç kızların ev yaşamı içinde yapabileceği bir iş kolu oluşturma yönünde de fırsatlar sunar. Çini üreticileri, hazır, yalnızca boyaması kalmış çinileri Kütahyalı kadınlara vererek, belirli günlerde onlardan boyamaları tamamlanmış olarak geri alırlar. Bu yönüyle, Kütahya'nın sokaklarında dolaşırken evlerin önünde çini boyaması yapan kadınlarla karşılaşmak mümkündür. Çinicilik yalnızca ülkemizi temsil eden önemli bir sanat dalı olmakla kalmaz, aynı zamanda kadınlara istihdam yaratma noktasında da önemli bir rol oynar.
Kütahya'da Hititlerle başlayan keramik yapımı Osmanlı dönemi sonuna kadar sürekli gelişme göstermiştir. Kütahya, 100 yılı aşkın bir süre Selçuklularla Bizanslılar arasında tampon bölge olarak kalmıştır. Bu dönem çiniciliğinde Bizans ve Selçuklu kültürünün özellikleri birlikte kullanılmıştır. Daha sonra Beylikler dönemine giren Kütahya'da Osmanlı etkisi görülmeye başlamıştır.
Kütahya’da ilk çini yapımı 16.yy sonlarına doğru başlamıştır . Sarayın ihtiyacı olan çinileri karşılamak için Kütahya’da çini atölyeleri kurulmuş , İznik’de gerilemeye başlamış olan çinicilik yerini Kütahya’da 18.yy üretim yapılan tek yer olmuştur.
Kırmızı hamurlu seramiklerden mavi-beyaz imalata geçiş Kütahya' da İznik ile aynı zamana ve 15. yy. ortalarına rastlar. Kırmızı hamur yerine beyaz, sert hamurlu porselene benzer mavi-beyaz seramiklerle yepyeni bir üslup başlar.
Kütahya çinisinde mavi, kırmızı, sarı, mor, yeşil, eflatun, lacivert renklerle küçük çiçekler, bitki motifleri, yapraklar, sarmaşıklar, damlalar ve madalyonlardan ibaret bir süsleme görülür. Bunun yanında kuş , balık ve mahalli kıyafette insan figürleri kullanılmıştır. Ancak 18.yy. ikinci yarısında renkler ve motifler ve şekil bakımından Kütahya çinilerinin kalitesi bozulmuştur. Bu kötü gidiş uzun süre devam etmiştir.
Anlam Dünyasında Motifler
Çinide bulunan her bir motif, bazı sembolik anlamlara karşılık gelir. Özellikle de çiçek figürleri kendine sıklıkla yer bulmaktadır.
Çini sanatında en çok görülen çiçek motiflerinden biri lale desenidir. Lale Arapça kelime yazılışı olarak Allah lafzını temsil eder ve çokça kullanılır. Sembol olarak da hilal şekline benzediği için Osmanlı sancağı olarak da anlamlandırılmıştır.
Bir diğer çiçek motifi ise karanfildir. Karanfil motifi yenilenmeyi ve baharı simgeler.
Gül, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’ i (Sav) ifade eder.
Lotus çiçeği ise saflığın ve manevi olgunluğun sembolüdür.
Nar, bolluk ve bereket anlamında motiflerde yerini alır.
Selvi ağacı sonsuzluğun simgesi olarak tasvir edilir. Aynı zamanda ahiret hayatını simgeler.
Hayvan figürleri, güç ve koruma anlamına gelir. Özellikle kuşlar, özgürlüğü simgeler.
Kütahya çinisiyle yakın bir ilişki taşıyan İznik desenleri de yaygın olarak kullanılır. Bu motifler, genellikle doğa unsurları, geometrik şekiller ve İslami sembollerle zenginleştirilir.
İnsanoğlu, duygularını ve düşüncelerini aktarmak için sanatın farklı dallarını hep kullanagelmiştir. Bazen bir türküde, resimde, iğne oyasında, tiyatroda, şiir dizesinde ve bazen de seramiğin üstüne çizdikleriyle vuku bulur ; acısı, hüznü ya da mutluluğu.
Kaynak:
https://www.istanbulumsanat.com/cicekli-cini-motifleri-ve-anlamlari/
https://evliyacelebicini.com.tr/tr/cini-nedir-kutahya-da-cinicilik
https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kutahya/nealinir/cn
https://kutahyacini.com.tr/kutahya-cini/