Shiva Baby

Bembeyaz ışıkları görmedim yolun sonunda ve hepsiyle birer birer alay ettim çok da işe yararlarmışcasına.

İniyorum, iniyorum ve baktıkça önüme daha da biriken basamaklara düşüyorum. Renkleri bazen seçiyorum, koyu griler görüyorum, bazen yeşeriyor bir anda. Gözümü yokluyorum yaş maş yok. Kollarıma bakıyorum kollarım boş. Bu yük kucağımdan ne zaman kalktı da gitti?

Bir kavgam yok sanıyorum, döndükçe de dönüyorum aynı yerlere, tek bir eksikle ve kendime. Kızmıyorum kendime ve aynı yerlere, buradaysak eğer yeter ve aldığımız nefesse. Can bedenden çıkmayınca, anlatıyorum bir şeyler çok güldüğüm, gözümü yokluyorum yaş maş yok. Rüyam geldiğinde aklıma, paylaşıyorum kim varsa döndürüyorum kolundan tutup yabancıymış, fark etmez. Şu an bundan önemli bir şey yok. Deliriyor herkes bir koşturma söz konusu, belli herkesin yolu rotası onu anladık. O tamam. Yok dinlenmek ve bi küfredivermek, hep sıkmak hep sıkmak kendini kravatlarla. Fark etmez, şu an bundan daha önemli bir şey yok.

Bir sevdam da yok sanıyorum, koymuşum tekmeyi önüme gelen ağaç dallarına ve her birini fırlatmışım en uzağa. Bir işe yarar gibi elimdeki kâğıtlarıysa biriktirmişim bir kova bulana kadar. Sonra en yakın köprüde kendimi boğmuşum. Sevdamı boğmuşum anlamında yoğurduğum kendimi. Onlarca yılım geçmiş, bir sabah oturmuşum bir dumanda hepsini kavurmuşum. Rezalet oldu, yedim. Ama tadını beğenmediği yemeği yemeyen herkese de öylesi özeniverdim şimdi. İçinden geldiği gibi davranan ve konuşmaya hakkı olan herkese. Döne dolaşa hayran olmak gibi patavatsızlıklara.

Şans verdim kendime, yedi sekiz oldu şimdi. Hiçbirinin farkına varmadım, birini bile boşa harcamadım. Kafamın içindeki herkesi tekmelerle tokatlarla uğurladım. Yanımdakilere herhangi bir şiddet uygulamadım. Uzaklaşabilmeyi çok sevdim sessizce. Kaçmama gerek olmayan yerlerden hele bir topuklamışım, görmen lazım. Birkaç rüyamı kendime sakladım. Birkaç rüyamı sana bile anlatmadım. Son zamanlarda hiçbir rüyamı sana anlatmadım.

Havanın kötü olduğu günler, kendimi sevmeyi bırakmadım. Kendimi sevmeyi havaya falan bırakmadım. İstediğimde sarıldım ve istediğimde kendimi de tekmelerle tokatlarla bir güzel uğurladım. İhtiyacım olanı bulmak için bazen mum yaktım, bazen oturup ağladım. Üzgünlüğüme gerçekçi sebep bulamadığımda hep aynı bahaneye saklandım, ağır geldiğinde hepsini yabancıların üstüne tükürüp kaçtım.

Danielle bir yazı olsa, eminim daha kısa bir şey olurdu ve daha küfürlü. Danielle belki bir yazı olmayı komik bile bulurdu. En sevdiğim filmlerden biriyle ilgili serbest çağrışım bir yazı yazmayıysa filmi sevdiğim kadar sevdiğim için Danielle belki bana da bir küfür patlatırdı. Bense bunu komik bulurdum.