Terör Örgütlerinin İdeoloji Unsuru Olarak Kullandığı Bazı Dini Kavramlar
Dünya barışını tehdit eden terörizmin dini temelli hareketleri nasıl ilerliyor?
Kişi ve devletlerin varlıklarının devam edebilmesi için güvenlik ihtiyacı hayati derecede önemlidir. Bu yüzden güvenlik kuvvetleri, ülkeyi dışarıdan gelen saldırılara karşı koruma ve kamu düzenini koruyarak iç güvenliği sağlamayla yükümlüdür. Günümüzde terör, dünya barışını tehdit eden en ciddi sorunlar arasındadır.
Terörizm önce felsefi bir akım olarak çıkmış, sonrasında değişik ideolojiler için araç niteliğine bürünmüştür. Terörizmin temelinde başıboşluğu ve otoritenin olmamasını ilke edinen anarşizm yatmaktadır. Ancak bu iki kavramı birbirinden ayıran, anarşizm mevcut sistemi hedef alırken terörizmin var olan sistem yerine yeni bir sistemin oluşmasını savunmasıdır. Köklü değişimi savunan radikalizmle terörizmi bağdaştırmak mümkündür.
Örgüt için en basit anlamıyla ideoloji, bir hedefe varılabilmesi için takip edilecek yol anlamındadır. Bu olgudan hareketle ideoloji, her anarşi ve terör olayında olmazsa olmaz unsurdur. Günümüz dünyasında dini baz alan terör örgütleri, dini bilgileri dinin özünden kopararak, parçacı bir yaklaşımla sloganlaştırıp meşruiyet kaynağı olarak kullanmaktadırlar. Terörizmin asıl amacı sindirmedir. Bu yüzden dini konu edinerek insanlar üzerinde baskı kurmaya çalışır. Dini kaynaklı terör yalnızca İslamiyet’te yoktur ancak Batılı ülkeler bu durumu göz ardı ettikleri için dini kaynaklı terör örgütleri ön plandadır.
1979 İran Devrimi’nden sonra Hizbullah başta olmak üzere dini temelli örgütler oluşmuştur. Bunun yanında dünya sahnesinde İslami hareketi savunan örgütlerin ortaya çıkışı, İslam ülkelerinin sömürge devletlerine karşı bağımsızlık mücadelelerinden sonra daha etkin olarak şekillenmiştir.
Dini temelli örgütlerin ana sorunu, dinin değer ve yargılarını yanlış yorumlamakla ilgilidir. Bu örgütler, insanların dini duygularını sömürmekle kalmayıp yaşamlarını da tehlikeye atıyor. Dünyanın hemen her yerinde karşımıza çıkan terörizm, son zamanlarda değişen din algısı sebebiyle dine yönelmiş ve bu yönelimleri sebebiyle bastırmak veya yıkmak istediği politikaya başarılı bir şekilde etki etmiştir. Dini temelli örgütlerin ortadan kalkması, bütün dünya devletlerinin ortak hareketi sonucunda gerçekleşebilir.