Vietnam'ın Kayıp Çocukları
Operation Babylift bir imaj kurtarma çalışması mıydı? Yoksa düşman bir devletin gelecek nesillerini kontrol edebilme çabası mıydı?
ABD ve Vietnam arasında yaşanan savaş her açıdan büyük yıkımlar getirmiştir. Süper güç olarak küçük bir ülkeyi kendine düşman edinen ABD, kesin zaferle çıkacağı bir savaşa girdiğini düşünürken, gerçek aslında çok farklı bir son hazırlamaktaydı. ABD’nin Vietnam’da yaşadığı büyük kayıplar ve savaşı bir türlü zaferle neticelendirememesi, hem Amerikan kamuoyunda hem de dünya kamuoyunda tepkilere yol açmaya başlamış ve savaş karşıtlığı büyük derecede artmıştı. Uzayan savaş bu tepkilerin dozunu gitgide arttırmakta ve ABD hükümetini zor duruma sokmaktaydı.
Uzayan savaş ABD’yi hem mali açıdan hem de verilen kayıplardan dolayı psikolojik olarak zorlamaktaydı. Vietnam’ın sanılanın aksine yüksek bir direnç göstermesi ABD ve dünya kamuoyunun beklemediği bir durumdu. Komünist ideolojiye sahip Vietnam’ın, komünizmin en büyük düşmanı sayılan ABD’yi bu derecede zorlaması, ideolojik açıdan da büyük bir itibar kaybı sayılacaktı. ABD askerleri bilmedikleri zorlu bir coğrafyada tutunmaya çalışırken, askeri kayıplar ardı ardına gelmekte ve savaştaki Amerikan askerlerini de psikolojik açıdan olumsuz etkilemekteydi. Toplumun gitgide Vietnam Savaşı’na karşı çıkması sonucu evlerine dönen ABD askerleri de kahraman olarak karşılanmayı beklerken, toplumdan dışlanmaktalardı. Bu durum Amerikan askerlerinin cephede de daha fazla sertleşmesine sebep oldu. Askeri olarak başarı kazanamayan Amerikan askerleri, hırsını sivillerden çıkarmaya başlamıştı. Bu sebeple birçok Vietnamlı sivil, Kuzey Vietnam Ordusu’na destek verdiği gerekçesi ile Amerikan askerleri tarafından infaz edilmekte, köyler basılıp bombalanmakta, adeta sivil bir katliam yaşanmaktaydı. Amerikan ordusu kullanılmaması gereken silah türlerini de kullanmakta, sivillerin üzerine napalm bombası atmaktaydı. Tüm bu sertlik savaşı kazanmak ve gerek kendi toplumlarına gerekse de dünya kamuoyuna her şeyin yolunda olduğu mesajını vermek içindi. Büyük ümitler ve kesin zafer görüşüyle girilen Vietnam’ın ormanlarında Amerikan ordusu adeta kaybolmuş ve toplu cinnet geçirmekteydi. Birçok Amerikan askeri ülkelerine dönebilmek için kendisini yaralıyordu.
ABD’nin savaşı kazanmak uğruna yaptığı bu sert saldırılar ve yöntemler bir süre sonra Amerikan toplumu ve dünya kamuoyundan tepki çekmeye başladı. ABD artık artan sivil kayıpların açıklamalarını yapamıyor, yapmaya çalışsa da inandırıcı olamıyordu. Bu katliamlarda birçok çocuk hayatını kaybederken, birçoğu da annesiz ve babasız kalmıştı. Savaş en acımasız yüzünü Vietnam’da gösterirken, ABD başkanı zafer açıklamaları yapıyor, savaşın iyi gittiğini söylüyor ve ABD’nin zafer kazanacağını söylüyordu. Ancak sivil kayıpları artık açıklayamaz hale gelen ABD, gelen tepkilerin önüne geçmek için bir plan yapmaktaydı. Kamuoyunun tepkilerini dindirmeyi amaçlayan bu planın adı ‘’Operation Babylift’’ olarak koyuldu.
Operation Babylift, savaşta anne ve babasını kaybetmiş çocukların, toplanarak ABD’ye götürülmesi ve koruma altına alınmasıydı. Bu operasyon sayesinde ABD, düşmanının çocuklarına dahi sahip çıkan, onları koruma altına alan bir statüye sahip olmayı planlamaktaydı. Savaşta birçok sivil hayatını kaybetmişti ama ABD onların çocuklarına sahip çıkıyordu. Hatta onları ABD’ye götürerek onlara iyi bir hayat sunacaktı. Çocuklar eğitimden geçirilecek, korumacı ailelerin yanına verilecek ve iyi birer ABD vatandaşı olarak hayatlarına devam edeceklerdi. Kimilerine göre bu operasyon ABD’nin imajını kurtarma çabasıydı. Kimilerine göre ABD işlediği günahların üzerini kapatmaya çalışıyordu. Kimilerine göre ise ABD Vietnam’ın çocuklarını kaçırıyor, yeni nesilin Amerikan nefretine kapılmasını engelliyor ve kullanabileceği bir grup oluşturuyordu.
ABD’nin asıl amacı tam olarak bilinemese de, geçen yıllar gösterdi ki iddiaların çoğunun haklılık payı vardı. Özellikle kamuoyu, çocukların hepsinin öksüz ve yetim olmadığını, ailesi hala hayatta olan çocukların da ABD’li yetkililer tarafından uçaklara bindirildiği dile getirmektedir. Ayrıca getirilen çocuklar sadece ABD’ye değil, Fransa ve Kanada gibi ülkelere de gönderilmiştir. Küçük ve yeni doğmuş bebekler karton kutuların içine bağlanmış, daha büyük çocuklar uçak koltuklarına bağlanmış vaziyette ABD’ye olan yolculukları başlamıştır. Operation Babylift’in ilk seferinde ne yazık ki uçağın kargo kapağı açılmış ve uçak düşmüştür. Bu kazada 78 Vietnamlı çocuk hayatını kaybetmiştir. Daha sonra yapılan uçuşlarla bilinen sayı olarak 3000’den fazla Vietnamlı çocuk ABD, Fransa, Kanada ve Avustralya’ya taşınmıştır.
Geçen yıllar göstermiştir ki bu operasyonla aslında her şey bitmemiştir. ABD’de bir ABD vatandaşı olarak büyüyen Vietnamlı çocuklar, savaşa dair yaşananları öğrendikçe biyolojik ailelerini bulmak için araştırmalara girişmişlerdir. Özellikle günümüzde Operation Babylift sebebiyle ABD hükümetine birçok dava açılmıştır. Vietnamlı çocukların bir kısmı yeniden kendi ülkelerine dönerken, bir kısmı onlar kadar şanslı olamamıştır. Bazı Vietnamlı çocuklar Irak-ABD Savaşı’nda ABD askeri olarak görev almış, hatta hayatını kaybetmiştir. Bu yaşanılanlar dönem dönem Operation Babylift konusunu yeniden gündeme taşımış ve ABD hükümeti bu operasyonu günü geldiğinde o çocukları kullanmak için gerçekleştirdiği suçlamaları ile karşı karşıya kalmıştır. Hali hazırda hala ABD’de yaşayan Vietnamlı ABD vatandaşları mevcuttur. Bir kısmının ABD hükümetine açtığı davalar sürmektedir. Bir kısmı ise yeniden kendi ülkesine dönmüştür.
Operation Babylift bir imaj kurtarma çalışması mıydı? Düşman bir devletin gelecek nesillerini kontrol edebilme çabası mıydı? Kaybedilen taraf olarak kazanan taraftan alınan bir intikam mıydı? Yoksa yabancı bir ülkenin çocuklarını ilerde kendi savaşlarında kullanmak için yapılan bir hamle miydi? Bu soruların cevaplarını hiç kimse tam olarak bilmiyor. Ancak bilinen bir doğru var ki, bir milletin çocuklarını uçaklarla kaçırmanın herhangi bir bahanesi veya geçerli bir sebebi yoktur.