Yabancılaşma Nedir?

Yabancılaşma kavramının ne olduğu hakkında kısa bir değerlendirme.

Yabancılaşma olgusu, siyaset, psikoloji, sosyoloji ve iktisat gibi birçok farklı alanda karşımıza çıkmaktadır. Yabancılaşma durumunu, boyutları ve yaklaşımları ile ele almadan önce bu olguyu daha iyi anlayabilmek için öncelikle bir yabancılaşma tanımı yapmak gerekmektedir. Yabancılaşma, kişinin kendisiyle ve çevresiyle bağını koparması, kendi kararlarından, eylemlerinden, tercihlerinden, yaşadığı yerden, içinde bulunduğu örgütten soğuması ve kendisini izole etmesi durumudur. Kısacası yabancılaşma olgusunu şu şekilde ifade edilebilir; yabancılaşma, kişinin kendisini bir yabancı olarak hissettiği bir ruh halidir. Yazarın belirttiği üzere yabancılaşma durumunda kişi kendisinden uzaklaşır ve artık davranışları kendi eylemleri değildir. Buradan hareketle yabancılaşmayı, bir özneyle nesne arasındaki ilişkinin bozularak öznenin ötekileştirilmesi olarak ifade etmek mümkündür.

Yabancılaşmanın Boyutları

Seeman yabancılaşma olgusunun beş farklı boyutu bulunduğunu belirtmektedir. Bu boyutlar; güçsüzlük boyutu, anlamsızlık boyutu, normsuzluk boyutu, sosyal izolasyon boyutu ve kendine yabancılaşma boyutudur.

1) Güçsüzlük Boyutu

İlk yabancılaşma boyutu olan güçsüzlük, kişinin günlük, sosyal, ve iş yaşamını etkileyen durumlar hakkında söz sahibi olmaması şeklinde açıklanabilir ve bu durumda kişi kendi kararlarını veremez ve kullandığı üretim araçları üzerinde bir denetim sağlayamaz. Güçsüzlük boyutuna, Marx’ın kapitalist düzen içerisinde işçinin üretmiş olduğu ürün üzerinde etkisinin olmaması kaynaklık eder. Bu açıdan güçsüzlük; bireyin sahip olduğu beklentileri ile inandığı olasılıkların kendi denetiminde olmamasıdır. Bu doğrultuda söylenebilir ki, birey kendisini güçsüz ve özsaygısını yitirmiş hissedebilir ve kendi hayatının kontrolünü kaybettiğini düşüncesine kapılabilir.


2) Anlamsızlık Boyutu

Anlamsızlık boyutunda ele alınan temel olay, kişinin bir olayı ya da durumu anlamlandırıp, anlamlandıramaması durumudur. Yani kişinin neye inanıp, neye inanmayacağını bilemediği bir durumdur ve bu durumda birey çevresinde olanlar ile ilgili bir fikir yürütemez, kendisini ait hissedeceği değer ve durumları kendi çevresinde hissedemez hale gelmiştir. Kişi çevresinde gelişen durumlardan hangisine inanacağı, ya da hangisinden uzak duracağı hakkında bir kararsızlık durumu ile karşı karşıyadır. Yazarların söylediği üzere yabancılaşmanın boyutlarından olan güçsüzlük durumu ile anlamsızlık durumu birbiriyle ilişkili gibi görülebilir. Güçsüzlük boyutunda kişi yetersiz hissederken, anlamsızlık boyutunda içinde bulunduğu durumu ve sonuçlarını anlamlandıramayabilir. Anlamsızlık boyutunu bir işçinin üzerinden ele alacak olursak; İşçi, emeğini sunduğu işyerinin son ürününe katkısını değerlendiremez duruma getirilmiş, fabrikanın makine gibi bir parçası olmuştur. Ne işe yaradığı sorusunu sormaya başlayınca yaşadığı durum anlamsızlıktır.

3) Normsuzluk Boyutu

Yabancılaşmanın bir diğer boyutu olan normsuzluk boyutu ise, bireyin toplum tarafından kabul edilen norm ve değerleri reddetmesi durumudur. Normsuzluk boyutuna göre toplumun değer ve yargıları önemli değildir ve buna bağlı olarak da bireyin yalnızca kendisine faydası dokunacak davranışlar sergilemesi biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Normsuzluk boyutunu kısaca, bireylerin amaçlarına ulaşmak için ahlaka ve etiğe uygun olmayan davranışlarda bulunması ve toplumun kurallarını hiçe sayması olarak açıklamak mümkündür.

4) Sosyal İzolasyon Boyutu

Sosyal izolasyon boyutu literatürde karşımıza soyutlama boyutu olarak da çıkmaktadır. Sosyal izolasyon boyutu, kişinin diğer kişilerle kurduğu iletişimin zayıflaması ve neredeyse yok olacak duruma gelmesi anlamına gelmektedir. Sosyal izolasyon boyutunda bireyin sosyal bağlantıları zayıflar, iletişim kuramaz ve kendisini yalnız hisseder. Sosyal izolasyon boyutunu kısaca, kişinin ait olduğu çevreden uzaklaşması, kendisini soyutlaması ve iletişime girmemeyi istemesi durumu olarak açıklamak mümkündür.

5) Kendine Yabancılaşma Boyutu

Yabancılaşmanın son boyutu kendine yabancılaşma boyutu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kendine yabancılaşma boyutunun bir diğer adı da kendinden uzaklaşmadır. Literatürde karşımıza bu şekilde de çıkması mümkündür. Kendine yabancılaşma, kişinin kendisini eğlendirecek eylemlerde bulunmak istememesi hali olarak da açıklanabilir ve kişi kendisine yabancılaşarak, ne hissettiğini anlamlandıramaz, kendisini mutlu edecek eylemlerin neler olduğuna karar veremez ve bu eylemleri gerçekleştiremez. Kendine yabancılaşma boyutu, “ bireyin kendi kendine yabancılaşarak kendisini tatmin edici etkinliklere katılma noktasında çekimser kalması” olarak tanımlanabilir.