Yaşanmış Bir Felaketin Öyküsü: "Kar Kardeşliği"
"Gözyaşı Vadisi"nin ismini manidar kılan o korkunç kaza.
Film, kazazedelerin sınıf arkadaşı olan gazeteci ve yazar Pablo Vierci'nin 2008 yılında kaleme aldığı "La Sociedad de la Nieve" adlı kazada yaşanan olayları işleyen kitabın uyarlamasıdır.
9 Eylül 2023'te Venedik Film Festivali'nde gösterime girmiş, 4 Ocak 2024'ten itibaren de Netflix'te izleyiciyle buluşturulmuştur. Fragmanları ile izleyici üzerinde sansasyon yaratan "Kar Kardeşliği", İspanya'nın 2024 Oscar adayıdır.
Filmde geçenler gerçek hayatta yaşanmış olaylardır. Korkunç kaza, 13 Ekim 1972'de yaşandı. Yolculuk, "Old Christians" adlı rugby takımının maçı içindi. Yolcular arasında rugby takımı, takımdakilerin bazılarının ailesi ve arkadaşları vardı. Uruguay Montevideo'dan Şili Santiago'ya giden 40 yolcu ve 5 mürettebattı taşıyan 571 sefer sayılı beyaz uçak Fairchild, 13 Ekim saat 15.30 civarında And Dağları'na çarptı ve en son "Gözyaşı Vadisi" olarak bilinen yerde durdu.
Uçak, And Dağları üzerinden geçebilecek yetkinliğe sahip değildi. Bunun için daha güvenli bir rota belirlendi. Yolculuğun başlamasından bir saat sonra pilotun uçağın konumunu yanlış değerlendirmesi sebebiyle iniş hazırlıkları için izin alındı ancak uçak o esnada hâlâ And Dağları üzerindeydi. İniş için alçalmaya başlayan uçak, dağa çarptı ve iki kanadını da kaybettikten sonra gövdesinin bir kısmı hariç parçalara ayrıldı. Olay anında 12 kişi hayatını kaybetti, kurtulanlar arasında ise çok ciddi yaralılar bulunuyordu.
Uçağın düştüğü yer yaklaşık -40 dereceydi ve hayatta kalma imkânı çok düşüktü. Bu sebeple ikinci gün hayatta kalan insan sayısı 29'a düşmüştü. Kurtulan kazazedeler uçağın sağlam kalan gövde kısmında hem korunmaya hem de yaralı arkadaşlarını iyileştirmeye çalışıyorlardı. Geceleri soğuktan donup ölme tehlikesine karşı birbirilerine iyice sarılıyorlar ya da his kaybına karşı birbirilerini yumrukluyorlardı.
Uçakla irtibatın kesildiği andan 8. güne kadar arama kurtarma çalışmaları yapıldı ancak And Dağları'nın yapısı ve uçağın rengi sebebiyle hiçbir şekilde kazazedelere ulaşamadılar. 8. günde tüm yolcuların yaşamını yitirdiği kabul edilse de hâlâ hayatta olan 27 kişi vardı. Yolcu eşyalarından buldukları sağlam radyoyu çalıştırmayı başaran kazazedeler, kendileri için başlatılan arama kurtarma çalışmalarının sona erdiğini öğrendiler ve umutsuz mücadele onlar için o gün başladı.
Mücadeleleri hem hava şartları hem yiyecek stoğu hem de ilaç açısından hiç de kolay olmadı.
Bir süre boyunca yanlarında taşıdıkları atıştırmalıkları tükettiler. Stokları bittiğinde ise yiyecek için hayatta kalanları ikiye bölen bir çözüm buldular: Ölenlerin cesetleri.
Hayatta kalan bir grup asla yamyamlık yapmayacağını söyledi, diğer grup ise tek çareleri bu olduğundan buldukları çözümü uyguladılar.
Kazanın 16. gününde yani 29 Ekim'de bulundukları yere çığ düştü ve uçağın hem içi hem de dışı karla kaplandı. 8 kişi daha hayatını kaybetti. Kazazedelerden biri sesi duymuş ve ayaklanmıştı, bu sayede 3 kişiyi daha enkazdan çıkardı ancak hayatta kalanların bir kısmı uçakta mahsur kaldı. İçerde olanlar hava almaları için uçağın tavanını kırdılar ve kar altında 4 gün ölülerle beraber kaldılar. Fırtına durduğunda çıkış yolu kazıp enkazdan kurtuldular. Tarih 12 Aralık'ı gösterdiğinde sadece 16 kişi hayattaydı.
Artık seslerini duyurmalarını gerektiğini iyice fark eden kazazedeler yardım bulmaya karar verdiler. İçlerinden 3 kişi yola çıktı. Yanlarına uçağın kopan kısmından buldukları uyku tulumlarını, yiyeceklerini ve ihtiyaçlarını aldılar. Tepeyi aştıktan sonra daha çok yolları olduğunu fark ettiler ve bir kişinin dönmesine karar verdiler. Diğer iki kişi, 20 Aralık'ta 10 gün süren zorlu yolculuğun ardından derenin karşı tarafında bir çobana rastladılar. Sesleri net duyulmadığı için birbirilerine not yazıp attılar ve iletişimlerini bu şekilde sağladılar. Kazazedenin yazdığı not şöyleydi: "Dağda düşen uçakta bulunuyordum. Ben Uruguaylıyım. 10 gündür yürüyoruz. Uçak enkazında 14 kişi daha bulunuyor. Buradan hızla çıkmalıyız ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Yiyeceğimiz yok ve zayıf düşmüş durumdayız. Biz neredeyiz?"
İki kazazede kurtarıldı ve yetkililere haber verildi. 22 Aralık'ta kaza yerine 2 helikopter gönderildi ve 6 kişi o gün güvenli bir yere götürüldü. Diğer 8 kişi ise kötü hava koşulları sebebiyle ertesi gün kurtarıldı.
Hemen hastaneye götürülen kazazedeler çeşitli sebeplerle bir süre tedavi gördü.
72 gün hayat mücadelesi veren kazazedeler, bu süre içinde birbirilerine "kardeş" oldular. Beraber inanılmaz zor günler geçirdiler, zor kararlar aldılar ve dayanışmanın en büyük zaferi olarak 16 kardeş hayatta kalmayı başardı.
Filmde yaşanmışlıklar öyle gerçekçi işlenmiş ki, izlerken kendinizi And Dağları'nda mahsur olanlardan biri gibi hissetmemeniz işten bile değil. En yakın zamanda izlemenizi tavsiye eder, ve sizlere bir soru yöneltmek isteriz: Siz olsaydınız ne yapardınız?