11'e 10 kala

Korktuğum kadar sevdiğim her şeyim, elinizdeyse de hepsi hala benim

Saçma sapan konuştuk yine, söndürme bu mumu sakın. Biraz sallandım diye düştüm mü sandın, attın mı çöpe en sevdiklerimi? Gider, bulur ve alırım neredeysen. Batacaksam kendimi ben atarım ancak dipsiz göllere ve istemediysem çıkmayı elleme, iyilik yapmaya kalkma bilmeden simsiyah tırnaklı ellerinle.

Yine yine kargaşa görmeyi bilmeyene ve alışana pis ışıklardan bakmaya dünyaya. Yok ben herhangi bir koku almıyorum. Çocuk girmez bu eve, bense koskoca adamım. Ne alakası var canım şimdi onlarla, lafı karıştırmayın. Bildiğim tüm hayaller sığmaz ki senin o sarı kutularına, var git gözükme gözüme. Birden susarsami yenildim sayar mısınız, tanır mısınız ki siz fısıldayarak konuşanları.

Bu defa güvendiğim biri var, elimden gelen ve kaçamayan benden. İster kazanın artık ve ister kaybedin, yummama gözümü bir ya da dört gün var ne de olsa. Hisseder insan böyle şeyleri, ben mi anlatayım size bu yaşlarınızdan sonra ihaneti, nefreti, sevişmeyi.

Bir daha da gelmem buraya, yetti yaşadıklarım ve sakladıklarım sır gibi herkesin dilinde tövbeler olsun terk etmem burayı. Değiştim sanki bende bir şeyler öldü, onca yıllık yıkılmaz duvar üstüme çöktü, ne pis koku bu yıksınlar beni bugün bakmadan cüsseme. Ve unutur faniler, kibirlenir. Yalvarır ve diz çöker de sonra anlatır gülerek, ben yaptım ben yıktım. Olmadı, beni ben yıktım. Sakladığım kendimi duvarlara, yerlere ve tavana yığın yığın, balya balya, döktüm sulara attım yollara. Dağıttım ne varsa ihtiyacı olana, çaldığım oyuncağını torunumun verdim 45 yaşında.