Film Önerisi: 12 Angry Men

Çok sevdiğim ve herkesin izlemesi gerektiğini düşündüğüm 12 Angry Film'i hakkındaki düşüncelerimi yazdım. Keyifli okumalar.

 “Olayı nereye çekerseniz çekin, önyargı gerçeği hep saklar.”

 12 Angry Men, yönetmen koltuğunda Sidney Lumet’in oturduğu, 1957 yapımı bir ABD dram filmi. Reginald Rose’nın aynı isimli tiyatro oyunundan uyarlanan filmin, 17 ödülü ve 3 de Oscar adaylığı bulunuyor. Günümüzden 66 yıl önce çekilmiş olmasına rağmen hala hakkında konuşturmaya ve izletmeye devam eden 12 Angry Men, dönemin toplumsal yapısına, ırkçılığa, sınıf ayrımına, hukuk sistemine karşı bir eleştiri getiriyor ve karakterlerin önyargılarını, vicdanlarını psikolojik ve sosyolojik bir analiz ile ele alıyor.

18 yaşındaki bir gencin babasını öldürmekle suçlandığı davanın görüldüğü filmde, suçlu olduğuna karar verilirse genç idam sandalyesine oturtulacak. Gencin kaderi 12 jüri üyesinin elinde. 11 jüri üyesi gencin suçlu olduğunu düşünürken bir jüri üyesi gencin suçsuz olabileceğini düşünüyor. Film bir jüri üyesinin diğer jüri üyelerinin fikirlerini değiştirmeye çalışması etrafında şekilleniyor.

Yılın en sıcak gününde yapılan mahkemede jüri üyeleri kararı vermeleri için bir odaya alınıyor ve kapı üzerlerine kitleniyor. Buradaki amacın jüri üyelerinin izole bir şekilde, bütün önyargılarını o kapının dışında bırakarak adil bir karar vermeye çalışmalarını sağlamak olduğu kanısındayım. Ancak odadaki vantilatörün çalışmaması üzerine bile hemen pes eden ve herhalde bozuk yargısı getiren jüri üyelerinin bu önyargılarını dışarıda bırakamadığı çok açık. Vantilatörün bozuk olduğunu düşünüp uğraşmamaları insanların verilen her bilgiye inanmasının ve sorgulamadan doğru varsaymasının, üzerine düşünmemelerinin bir meteforu bana kalırsa. Bir jüri üyesinin “fazla düşünenin kafası karışır” şeklindeki söylemi de bu durumun açık bir örneği. Oysa filmin yarısına doğru jüri üyelerinin dava hakkındaki tartışmaları sürerken aslında vantilatörün bozuk olmadığı, sadece doğru şekilde düğmesine basılmamış olduğu ortaya çıkıyor. Jüri üyeleri en başından bu durumu kabul edip oturdukları için sıcaktan kan ter içinde kalmış durumdalar. Bu durumun ortaya çıktığı zaman ise jüri üyelerinin olay hakkında sorgulamaya ve düşünmeye, ihtimalleri değerlendirmeye başladığı anlara tekabül ediyor.

Jüri üyelerinin farklı meslek gruplarından, farklı yaş gruplarından ve farklı sosyal statülerden olmaları da filmde işlenen en önemli metaforlardan birisi. Davayı incelerken ve gencin suçlu olup olmadığına karar vermeye çalışırken jüri üyelerinin hep kendi değer yargılarına, kendi bakış açılarına, kendi ahlaklarına uygun olup olmama durumuna göre olayları değerlendirdiklerini görülüyor. Bu da farklı toplumsal sınıftan insanların aynı olaya nasıl bambaşka açılardan bakabileceğinin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Sonuç olarak film jüri üyelerinin ortak bir karara varmaları ile bitiyor. 12 Angry Men, izlerken sanki sizin de 13. Jüri üyesi gibi hissetmenizi sağlayan, tek bir odada geçiyor olmasına rağmen tansiyonun bir dakika bile düşmediği, merakla izleten, sorgulatan, düşündüren bir film. Bu filmde yalnızca bir dava sürecine tanık olmakla kalmayacak, kendi önyargılarınızı, düşüncelerinizi, bakış açınızı sorgulayacaksınız.