2018'i Göremeyen Kadınlar
Acısıyla tatlısıyla bir seneyi daha geride bıraktık ve birkaç gün önce büyük bir coşku ile 2018’i ka
Acısıyla tatlısıyla bir seneyi daha geride bıraktık ve birkaç gün önce büyük bir coşku ile 2018’i karşıladık hepimiz. Peki geride bıraktığımız 2017 yılında kadınlarımız neler yaşadı? Ne yazık ki Türk medyası bizlere kadınların başarılarından ya da ne kadar mutlu ve özgür bir hayat yaşadıklarından bahset(e)miyor. Ülkemizde kadınlar birileri tarafından ötekileştiriliyor. Toplumun her kesiminden insanın kadının nasıl davranması, nasıl giyinmesi, nasıl yaşaması konusunda bir fikri var. Kadınlara bir şeyler dayatılmak isteniyor ve buna karşı çıktıklarında ise yine kadın kimliklerinden dolayı susmaları gerektiği söyleniyor. Kadın olmanın getirdiği bazı görevler olduğuna inanılıyor; anne olmak, eşini mutlu etmek, yemek yapmak vs. Kadınlarımızdan mutlu olmalarını değil, bizleri mutlu etmelerini bekliyoruz. Hal böyle olunca onlara en sık rastladığımız yerler üçüncü sayfa haberleri oluyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2016 verilerine göre 328 kadın öldürülmüş iken 2017 yılına geldiğimizde bu rakam 409’a yükselmiş ve 332 kadın cinsel şiddete maruz kalmıştır.
Peki suçları neydi bu öldürülen kadınların?
Ölümlerin çoğu şüpheli ölümlerdi ya da nedenleri tespit edilemedi. Tespit edilenler ise şu şekilde: sevgili/eşinden ayrılmak istemesi, bir erkeğin arkadaşlık teklifini reddetmesi, eski sevgili/eş ile barışmak istememesi, eşinden/sevgilisinden ayrılmak istemesi ve tecavüz. Bu kadınları kimler öldürdü? Eski erkek arkadaş/ eş, baba, oğul, istismarcı ve tanımadıkları erkekler. 2017 yılında cinayete kurban gitmeyip yaşamayı başaran kadınlarımızdan bazıları, en fazla Ramazan ayı içerisinde, kıyafetlerinden dolayı yargılandılar. Çünkü toplumumuzun düşüncesi gereği sıcak yaz aylarında şort giymeye utanmaları gerekiyordu. Bu yüzden hareketlere uğradılar, cinsel ve sözlü tacizlere maruz bırakıldılar hatta tekmelendiler. Tanımadıkları erkekler tarafından sebepsiz yere şiddete maruz bırakıldılar. Cinsel tacize uğrayıp bunu çevresi ile paylaşamayan birçok kadın istemediği doğumlar yapmak zorunda kaldı.
16 yaşında istismar sonucu hamile kalan bir kadın, çocuğunu tuvalette doğurup sokağa bıraktı. Psikolojik şiddet uygulanan, istismara uğrayan birçok kadın çözümü intiharda aradı. Birçok kadın eşinden, sevgilisinden, nişanlısından, babasından şiddet gördü. Bu yıl da o dört duvar arasında yine kadın çığlıkları ve gözyaşları vardı.
Bizler daha iki sene önce Özgecan Aslan olayı ile yıkılmıştık. Çünkü tecavüze uğrayıp vahşice katledilen tüm kadınların sembolü olmuştu Özgecan. Özgecan’dan bu yana yüzlerce kadını aynı sebepten toprağa verdik. Çünkü bu kadınlara ve ailelerine bunları yaşatan kişiler ‘mini etek giymişti tahrik oldum’, ‘o saatte bir kadının dışarıda ne işi vardı’ gibi bahaneler ardına saklanarak ya da davaya giderken kravat takarak ve çok pişman olduklarını söyleyerek cezalarında indirim aldılar. Çünkü liselerimizde Felsefe dersi gibi bir ders veren hocalarımız bile sosyal medya hesaplarında ‘Kız öğrencilerin giydiği eşofman onları çıplak yapar’ gibi paylaşımlar yapabiliyor. Bu ülkede Ayşeler, Münevverler, Özgecanlar unutuluyor! Ülkemizde kadın örgütleri yıllardır Türk Ceza Kanunu'nun cinsel saldırı suçlarını düzenleyen 102. Maddesindeki, 'iyi hal ve haksız tahrik' indirimlerinin kaldırılmasını öngören düzenleme için mücadele ediyorlar. Özgecan olayından sonra bu düzenleme kamuoyunda 'Özgecan Yasası' olarak bilinmeye başladı. Peki bu yasanın durumu nedir? Meclisimiz bu konuda ne gibi düzenlemeler yapmıştır merak ediyor musunuz? Merak edenler varsa lütfen 2017’de işlenen kadın cinayetleri sayısına baksınlar!