Adalet Neden Ortak Sorumluluğumuzdur?

Kadınların eşitlik mücadelesi, bireysel hakların korunması ve toplumun geleceği için kritik öneme sahiptir.

Bu ülkede bir hakimi, bir doktoru ya da bir katili de kadın yetiştiriyor. Kadınlar, ailelerinde aldıkları eğitim ve değerler ile geleceğin bireylerini şekillendiriyor. Ailede gördüğü terbiye ile kadına saygı duyan bir bireyi yetiştiren de yine bir kadın. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında kritik öneme sahip ama bu döngü, maalesef yeterli değil.

Bugün, kendi yetiştirdiğimiz bireyler tarafından katledilmek, dövülmek, taciz edilmek veya çocuk yaşta evlendirilmek istemiyoruz. Kadınlar, yalnızca cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları şiddet ve ayrımcılıkla hayatlarını sürdürmek zorunda kalıyor.

BU KOŞULLARDA NEYİN ADALETİ SAĞLANIYOR?

Adalet, bireylerin haklarının korunmasıyla mümkün, fakat mevcut durum bu gerçeği yansıtmaktan çok uzak.

Kadınların yaşadığı adaletsizlikler, yalnızca bireysel sorunlar değil, aynı zamanda toplumsal bir çürümüşlüğün belirtisidir.

Adalet arayışımız, sadece kişisel bir ihtiyaç değil, tüm toplum için bir zorunluluktur. Kadınların güvenli bir yaşam sürmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur.

Eğitim ve bilinçlendirme, bu döngüyü kırmanın anahtarıdır. Kadına saygı duyan bireylerin yetişmesi, ailedeki değerlerin ve eğitimin bir yansımasıdır. Kadınların güçlendirilmesi, yalnızca onların değil, tüm toplumun yararına olacaktır. Bu mücadelenin başarısı, kadınların seslerinin duyulmasıyla mümkün hale gelecektir.