Afetlerdeki Hayat Kurtarıcılar: Arama Kurtarma Köpekleri

“Enkaza kesinlikle profesyonel ekip girmeden müdahale edilmemeli”

Afetlerde en hızlı ve etkili kurtarma ekiplerinden biri, insanların ulaşamadığı noktalara erişebilen ve hayatta kalanları tespit edebilen kurtarma köpekleridir. Bu özel eğitimli köpekler, depremler, sel felaketleri ve diğer doğal afetlerde kayıp kişileri bulmak ve kurtarmak için kritik bir rol oynarlar. Onların eşsiz koku alma yetenekleri ve eğitimli davranışları, afet bölgelerindeki arama-kurtarma operasyonlarında hayat kurtarıcı olabilir. Bu kahraman köpekler, insanlığın en zor anlarında umut ışığı olmaya devam ediyorlar.

Arama kurtarma köpeklerinin eğitim süreçleri ve enkaz altında kalan insanları bulma ve kurtarma operasyonlarında oynadıkları kritik rol ile ilgili İzmir Köpek Eğitim kurumundan köpek eğitim uzmanı, Köpek Irkları ve Kinoloji Fedarasyonu ve Uluslararası Köpek Irkları Fedarasyonu’na bağlı Köpek Eğitmenleri Derneği’nin İzmir Arama Kurtarma Ekip Lideri ve AKUT (Arama Kurtarma Derneği) gönüllüsü Erol Orkun Turan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

“Enkaza kesinlikle profesyonel ekip girmeden müdahale edilmemeli”

Afet bölgelerinde arama kurtarma köpeklerinin sağladığı faydalara değinen Turan, “Son teknoloji ekipmanların dahi bulamadığı canlıları köpekler burunlarıyla rahatlıklar bulabiliyor. İnsan olarak ya da istediğiniz kadar teknolojik cihazla, dronela, termal kamerayla arama yapın, köpeğin burnu kadar etkili arama yapabilen ekipman henüz yok. Örneğin gönüllü olarak gidiyorsunuz, sesleniyorsunuz ancak orada konuşmaya mecali olmayan, canlı olsa da can çekişen insanları köpek rahatlıkla tespit edebiliyor. Arama kurtarma köpekleriyle çalışmak kurtarma operasyonlarının hızını ve etkinliğini ciddi seviyede artırıyor. Enkazlarda arama planı yapıldığı zaman; birinci kat, en üst kat aranır. Orada canlı var mı yok mu köpek bakar. Yeterli sayıda arama kurtarma köpeği varsa ikinci bir köpek çıkar teyit eder. İki köpeğin de alarm vermediği noktada arama yapmanın anlamı yoktur. Bu durumda iş makinesi girer ve enkazı kaldırır. İş makinesi kaldırdıktan 1-2 saat sonra bir alt kata geçilir. Ancak elinizde arama kurtarma köpeği yok ise direkt iş makinelerinin devreye girdiği bir senaryo yaşanıyor ne yazık ki. Adıyaman depremine giderken Nur Dağı’ndan geçtik Gaziantep’te, bir binaya direkt iş makinesiyle girmişler. Depremin 32’inci saatindeydik yaklaşık, İzmir’den gittiğimiz için siyasi ambargoya uğradık. Vardığımızda halk arama çalışması yapıyordu. Binaya direkt yandan iş makinesiyle girmişlerdi; bir kadının vücudunun yarısını bu şekilde aldıkları görüntüyle karşı karşıya kaldık biz orada. Burada halkın bilinçsizliğinden söz etmek mümkün. Enkaza kesinlikle profesyonel ekip girmeden müdahale edilmemeli, bunun örnekleriyle ne yazık ki karşılaşıyoruz. Orada bir arama kurtarma köpeği fark yaratabilirdi hatta köpeği bırakın sadece bilinçli bir arama yapılsaydı o insanın canlı çıkma şansı vardı. Bulunduğu yerde yaşam boşluğu vardı çünkü. Hiç abartısız söylüyorum; yeterli sayıda eğitimli arama kurtarma köpeğimiz olsaydı canlı kurtarılan kişi sayısının 10 katı kurtarılabilirdi. Belki de daha fazlası…” ifadelerini kullandı.


Arama kurtarma eğitimleri ile ilgili Turan, “Arama kurtarma birimleri branş branş ayrılıyor. Kayıp aramasından tutun, doğa araması, enkaz, çığ hepsi var. Benim için en önemlisi enkaz araması. Örneğin doğa araması biraz daha sportif kalıyor. Yüzlerce dönüm alanda insanla bulmaktansa köpekle bulmak daha kolay ancak enkazlar daha spesifik bir bölge ve çok fazla canlının olduğu bölgeler oluyorlar. Eğitim programımızda her türlü enkaz senaryosuna hazırlanıyoruz. Komple yıkılmış, yarı yıkılmış, bir kat çökmüş ya da enkaza girilemeyecek durumda, tünel enkazı dediğimiz enkazlar var yerin dört kat altına indiğimiz bunların hepsine çalışıyoruz. Tür konusunda ise; ben Doberman ile başladım. Olmaz denilen köpekti, oldurduk. Geçti sınavlarını. Gönüllü arama kurtarmacılarda köpek konusunda olmaz denileni oldurmaktan söz edilebilir çünkü bu canlılar aynı zamanda bizim evimizde yaşıyorlar, aile köpeklerimiz. Olmadı göndereyim gibi bir durum bu bağlamda yok. Dünyada en çok tercih edilen köpekler ise; Labrador, Belçika Malinois, Golden, Alman Çoban çok fazla tercih ediliyor. Doğru yavruyu seçmek çok önemli. Ortalama bir köpeğin hazır olması ise bir buçuk iki yıl sürüyor. Dört dörtlük bir görev köpeği olması için ise eğitim 3-4 yılı buluyor.”diye konuştu.

“Sadece İzmir’de en az 10 tane arama kurtarma köpeğimiz olması lazım”

Yeterli sayıda akredite köpek olmayışına değinen Turan, “Benim İzmir Köpek Eğitim olarak hedefim; sadece kendi bünyemizde en az 10 tane arama kurtarma köpeği bulundurmak. Sadece İzmir’de en az 10 tane arama kurtarma köpeğimiz olması lazım bizim. Bu da oldukça ciddi bir süreç ve maliyet. Farklı farklı enkazlarda çalışmak, efor sarf etmek gerekiyor. Türkiye'de bir köpeğin arama kurtarma faaliyetlerine katılabilmesi için AFAD’ ın düzenlediği iki aşamalı eğitim ve görev yeterlilik sınavlarını geçmesi gerekiyor. AFAD tarafından akredite edilen köpeklerle birlikte Türkiye’de toplam arama kurtarma köpeği sayısının yaklaşık 50 olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayının artması için gerekli bilinci toplumda oluşturmalıyız.” dedi.

Gönüllülüğün psikolojik etkileri üzerinde duran Turan, bu zamana kadar edindiği tecrübelerin etkisi ile ilgili, “İzmir depreminde Doğanlar Apartmanı’ndan bir anne oğlu çıkardığımızda tekrar enkaza çıkamadım. Bozkurt sel felaketine gittim; köpeksiz katıldım bunlara henüz köpeğim sınavı geçmemişti. Orada da altı küçük çocuk çıkardık. Eve döndüm, eşimi aradım ve dedim ki gel balık tutacağız. Hayatımda balık tutmadım, oltam yok bir şeyim yok, öyle bir psikolojideydim. Adıyaman’a gittim, 25 kişi götürdüm yanımda; kızım ‘Babam da mı depremde ölmeye gidiyor?’ demiş, orada ağladım. Gönüllülüğe benim için en büyük günah çıkarma diyorum ben. İlk gittiğim enkazda çıkardığım insanı biz canlı çıkardık. Hala beni arar kendisi. Bozkurt’ta çocuk cesedi çıkartmışız, yine de çocuklardan birinin annesi boynumuza sarılıp teşekkür ederek ağladı en azından biz nerede olduğunu bileceğiz diye. Bu anılar, her şeye bedel.”diye konuştu.