Ali Koç’tan Fenerbahçe’ye Son Darbe: Kovulan Mourinho
Bukez Fenerbahçe’yi tüm dünyaya rezil eden Jose Mourinho’nun kovulması olayını ve Kerem Aktürkoğlu transferini daha geniş değerlendireceğim.
Bu yazımda önceki yazımın sonunda kısaca bahsettiğim, Fenerbahçe’yi tüm dünyaya rezil eden Jose Mourinho’nun kovulması olayını ve Kerem Aktürkoğlu transferini daha geniş değerlendireceğim.
Kapitalist dünya rezil bir yer hiç şüphesiz. Ülkemizde ve dünyada pek çok para babası ve hatta servetini kendisi dahi edinmek için uğraşmamış, ömrü hayatını miras kalan serveti yemekle geçen insanlar var maalesef. Bu insanların bazıları yeterince işe yaramaz ve işçileri sömüren kişiler değillermiş gibi, spor kulüplerinin gelir ve giderler için ciddi miktarda sermayeye ihtiyaçları olduğundan dolayı zaman zaman kimi kulüplerin yönetimlerinde de yer alabiliyorlar. Ülkemizin nadide zengin ailelerinden Koç’ların Ali Koç’unun 2018 yılından bu yana Fenerbahçe’nin başkanı olması da buna bir örnek. Aslında kulüp başkanı olmadan öncede senelerce Fenerbahçe kulübünde yöneticilik yapmış ve başarılı bir yönetici olarak tanımlayabileceğimiz Ali Koç; gelin görün ki başkan seçildiğinden beri bırakın başarılı olmayı, teknik direktör seçimlerinde dahi belli bir tutarlılıkla hareket edemiyor. Teknik direktör tercihleri konusunda çoğu zaman kendi vizyonunu ortaya koyamayıp Aziz Yıldırım döneminde çalışılan isimleri kulübenin patronu yapan Ali Koç’un başkanlık döneminde Süper Lig’de şampiyon olunamama durumu aynen devam ederken, dünyanın en iyi beş teknik direktöründen biri olan Jose Mourinho’nun üstelik 15 Milyon Euro tazminatla gönderilmesi Koç’un başarısızlığının son ve en önemli halkası oldu.
Eşek hoşaftan, Fenerbahçe teknik direktörden ne anlar?
Fenerbahçe’nin teknik direktörleriyle olan geçmişi ben kendimi bildim bileli pek iyi değildi zaten. Pek çok başarısız isimin yanında başarılılar dahi kovuldu kulüpten. 2013 sezon sonunda o sezon Fenerbahçe’yi UEFA Avrupa Ligi yarı finaline kadar çıkarmayı başarmış kulüp efsanelerinden Aykut Kocaman kovulurken, yerine getirilen Ersun Yanal bu kez 2013-14 sezonunda takımı Süper Lig’de şampiyon yapmasına karşın yine kovulmaktan kurtulamamıştı. Ali Koç döneminde ise Mourinho öncesi gerek Arda Güler’i keşfederek genç yaşına rağmen A takımda ilk defa şans veren ve o sezon 10 yıllık aranın ardından Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’nı kaldırmasının en önemli mimarlarından olan Jorge Jesus, gerekse de lig ikincisi olmasına karşın 99 puan toplamayı başarmış İsmail Kartal Mourinho göreve getirilmeden hemen önce kovulmuşlardı. Yani sizin anlayacağınız Fenerbahçe’de başkanlardan bağımsız bir gelenek halini almış bu teknik direktörü kovma durumu. Teknik direktörün başarılı veya başarısız olmasının başkan açısından hiçbir önemi yok. Her türlü kovuluyorlar. Jose Mourinho’yu kovdular da sanki ondan daha önemli olmayı başarmış nadir antrenörlerden birini mi getirecekler. Hayır, Ali Koç’a kalsa yine İsmail Kartal’ı getirecektir. Yahu şu adamı bir bırakın artık! Adam gide gele bir hal oldu.
Fener de olmasa top medyamız ne yapacak merak ediyorum.
Durumlar böyle geliştiğinde spor medyamız boş durur mu hiç? Asla. Böyle bir şey teklif dahi edilemez. Fenerbahçe’de başkanlık seçimi olur, sabah akşam onu konuşurlar. Fenerbahçe’de teknik direktör kovulur, Galatasaray’lı Kerem Aktürkoğlu Fener’e gelir. Hemen yayına giriyoruz! Hemen, acele edin dedim! Sanki çok bir şey biliyorlarmış gibi geldiği gün övmelere doyamadıkları,”The Special One” naralarıyla karşılanan Mourinho’nun korkunç şekilde karşısında durmaları, her konuda Fenerbahçe ve Ali Koç’u tutmalarının sebebi milliyetçilik mi, yoksa başka bir şey midir acaba? Diğer bir yandan Kerem Aktürkoğlu için gerek sosyal medyada halk tarafından yapılan yorumlar, gerekse de medyada yapılan yorumlar zaten ayrı bir mesele.
Jose Mourinho’nun çok istediği Kerem’in onun kovulduğu günün akşamı kulübe katılacağının duyurulmasının da Ali Koç’un aklı sıra “Mourinho biz sana mı kaldık? Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” dediği anlamına geldiği aşikar bence. Benim en komik bulduğum durum ise gerek medyanın, başkanın ve gerekse halkın bir kısmının Jose Mourinho’nun Fenerbahçe’den ayrıldığı için çok üzgün olduğunu filan sanmaları. “Havaalanında Türkiye’den tek başına ayrıldı.” diye haber yapmış haberciler. Yahu; emin olun onun hiç umurunda bile değildir. Son olarak Kerem Aktürkoğlu transferi hakkında önceki yazımın sonunda da kısaca belirttiğim belli bir takım eleştirilerim olsa da sosyal medyadaki arsız fanatik guruplar tarafından ailesinin hedef alınmasına elbette karşı olduğumu belirtmek istiyorum. Tüm bu olayların ardından şüphesiz ki 13-14 Eylül tarihlerinde yapılacak başkanlık seçimleri ayrı bir önem kazandı. Ali Koç ile devam mı, yoksa Aziz Yıldırım veya yepyeni bir başkan mı? Bekleyip görelim.