Allah'ın Adaletine Güvenmek
Allah'ın adaletine güven.
Bazen hak etmediğimiz bir muamele görebilir, haksızlığa uğrayabilir, iftiraya maruz kalabilir, zulme düşebiliriz. Bu durumlarda doğal olarak üzülür, kızar, isyan eder, intikam almak isteriz. Ancak bu duygular bizi yıpratır, huzurumuzu kaçırır, imanımızı zayıflatır. Bu yüzden, bu duyguları nasıl yöneteceğimizi bilmemiz gerekir.
İşte bu noktada, Hz. Muhammed (s.a.v) in söylediği şu söz bize rehber olur:
"Hak etmediğin bir muamele gördüğünde unutma ki;
O kişi senin değerini anlamadan ölmez. Çünkü Allah adildir."
Hz. Muhammed (s.a.v) in söylediği bu söz, bize hayatın zorlukları karşısında nasıl davranmamız gerektiğini öğretir. Bu söz, bize Allah'ın adaletine güvenmemizi, sabır ve teslimiyet göstermemizi, öfkemizi ve kırgınlığımızı kontrol etmemizi, hakkımızı helal etmemizi, Allah'a dua etmemizi, Allah'ın rızasını kazanmaya çalışmamızı, hayırda ve güzellikte yarışmamızı, kötülüğe karşı iyilik yapmamızı tavsiye eder. Bu söz, bize ferahlık, huzur, mutluluk, sevgi, rahmet, mağfiret, bereket, cennet vaat eder. Bu söz, bize hayatın anlamını verir.
Hz. Muhammed (s.a.v), sözleri insanlığa öğretilerle dolu olan büyük bir peygamberdir. Onun yaşantısı ve öğretileri, insanlara rehberlik etmeye ve doğru yolu bulmalarına yardımcı olmaya devam etmektedir. Bu öğretilerden biri de şüphesiz ki bu derin sözleridir.
İnsanlar, hayatın karmaşasında sık sık haksızlıklarla karşılaşabilirler. Bu haksız muameleler, bir kişinin sabrını ve dayanıklılığını zorlayabilir. Ancak, Hz. Muhammed'in (s.a.v) bu öğüdü, bu zorluklarla başa çıkmak için bir güç kaynağı sağlar.
Zorluklarla baş etmek, insanın karakterini inşa etmenin bir parçasıdır. Hz. Muhammed'in (s.a.v) öğüdü, insanlara hak etmedikleri muamelelere maruz kaldıklarında bile sabır ve adaleti elden bırakmamaları gerektiğini hatırlatır. Çünkü, bu dünya geçici bir imtihan yeridir ve her bir birey, yaşadığı zorluklar karşısında gösterdiği tavırla sınanır.
Sabır, Hz. Muhammed'in (s.a.v) öğretilerinde önemli bir yer tutar. Zira sabır, insanı olgunlaştırır, içsel bir güç sağlar ve Allah'a olan teslimiyeti güçlendirir. Hak etmediğimiz muamelelere sabırla karşılık vermek, bir kişinin karakterini yücelten bir erdemdir. Bu durumda, insanlar sadece dünyevi bir haksızlıkla değil, aynı zamanda ahiretleri için de değerli bir kazanç elde ederler.
Adaletin önemini vurgulayan bu öğüt, insanlara, her bir eyleminin bir gün karşılığını bulacağı inancını aşılar. Allah'ın adil olduğuna olan güven, insanların zorluklarla başa çıkarken içlerindeki umudu canlı tutar. Belki de karşılaştıkları haksız muamele, onların manevi yükselişlerine vesile olabilir.
Karşılaşılan haksız muameleleri bir fırsat olarak görmek, diğer insanların hatalarını anlamak ve affetmek, insanları içsel bir huzura yönlendirir. Bu şekilde, yaşanan olumsuz deneyimler, bir kişinin olumlu bir değişim geçirmesine olanak tanır.
Belki de karşımızdaki kişi, henüz gerçek değerimizi anlamamıştır. Bu durumda, sabır ve anlayışla yaklaşmak, insanlar arasında köprüler kurmaya ve daha derin bağlar oluşturmaya yardımcı olabilir.
Hak etmediğimiz muamelelere sabırla karşılık vermek, adaleti elden bırakmamak bu öğüdün temel unsurlarıdır. Bu öğüt, insanlara, her zorluk karşısında Allah'a güvenmeyi, sabrı korumayı ve adaleti yaşamın merkezine koymayı öğretir. Bu bilgelikle donanmış bir hayat, insanları hem dünyevi hem de ahireti açısından daha anlamlı kılar.