Altından Bir Ülke: Brunei
Allah Peliharakan Sultan (Allah Sultan’ı Korusun)!
Bazen yaşadığımız hayattan o kadar sıkılırız ki farklı yerler görmek farklı coğrafyalar tanımak isteriz. Hatta bazen isteriz ki gideceğimiz yerler başkaları tarafından çok bilinmesin. İşte bugünkü yazımızda tam da böyle bir ülkenin kapılarını aralayacağız elimizden geldiğince. Çok uzaklarda, oldukça küçük, sakin ve sessiz bir ülke: Brunei…
Bir ülke düşünün… Ülkeyi çevreleyen devasa altından sarayların ve katı kuralların hüküm sürdüğü ancak bir o kadar da zengin ve refah bir ülke…
Brunei Ülkesine Genel Bakış
Brunei Sultanlığı, Barışın Ülkesi ya da resmi adıyla Negara Brunei Darussalam olarak bilinen ülke; Güney Çin Denizi'nin hemen yanında Güneydoğu Asya’daki Borneo Adalarında yer alan 5765 kilometrekarelik bir ada ülkesi. Tek komşusu ise birçok konuda benzerlik gösterdiği Malezya. Brunei Ülkesi’nin resmi dili, Malezya’nın da resmi dili olan Malayca’dır. Ülkenin genel nüfusu Malezya, Çin, Hindistan ve diğer yerel etnik kökenli halklardan oluşuyor.
Brunei Güneydoğu Asya’nın çok bilinmeyen 450 bin nüfuslu küçük bir ülkesi. Bu bilinmezlikte ülkenin yönetim şeklinin hakimiyeti oldukça büyük. Brunei, şeriatın hüküm sürdüğü mutlak monarşi ile yönetilen otoriter rejimli bir İslam ülkesi.
Peki… Bu kadar küçük bir ülkenin dünyanın en zengin 5 ülkesinden biri olduğunu bilseniz ne düşürdünüz?
Nereden Geliyor Bu Zenginlik?
Brunei Ülkesinin en önemli gelir kaynağı bulunduğu coğrafyanın ona verdiği nimetler olan zengin petrol ve doğalgaz yataklarıdır. Sahip olduğu bu nimetler onu dünyanın en zengin ülkelerinden biri yapmaya yetiyor da artıyor bile. 5 Nisan 1929 yılında Brunei topraklarında petrolün keşfedilmesiyle birlikte ülkenin asıl zenginleşmesi başlıyor. Ancak bu dönemde ülke kendi imkânlarıyla petrolü çıkartamadığı için bir İngiliz-Hollanda şirketi olan Shell’in yardımıyla ilk petrolünü çıkartıyor ve Brunei ile Shell arasında bugün bile devam eden ezeli bir ortaklık başlıyor. Shell’in ülke ekonomisindeki etkinliği azımsanamayacak kadar çok. Hatta Shell, ülkede çıkan petrollerinin %49’unun üzerinde hak sahibi.
Petrol üretiminin ülkenin refahında büyük bir rolünün olması nedeniyle 18 Temmuz 1991 yılında Sultan tarafından Brunei’nin Seria kentinde Billionth Barrel Monument (Milayarıncı Varil Anıtı) inşa ettiriliyor. Bu anıt, Seria petrol sahasında keşfedilen ilk kuyu olan S-1’in yakınına yer alıyor. Böylece bu anıtla 1929 yılında çıkarılan ilk petrol de anılmış oluyor.
Bugünkü kanıtlanmış kayıtlara göre Brunei Ülkesinin 1.1 Milyon varil petrol rezervi var. Bu rezerv, küçük bir ada ülkesinin müreffeh bir hayat yaşaması için oldukça yeterli. Bundan dolayıdır ki dünyanın da en zenginlerinden biri sayılan Brunei Sultanı Hassanal Bolkiah, ülkenin neredeyse her yerine devasa altın kaplama saraylar yaptırıyor. Bununla da sınırlı değil tabi ki, tüm monarşiler de olduğu gibi sultan ve ailesi her anlamda kutsanmış durumda. Normal şartlarda eğlencenin ve müzikli kutlamaların yasak olduğu bu ülkede örneğin sultanın doğum günü ya da sultan ailesinin düğün törenleri için iki haftandan uzun süren kutlamalar ve törenler yapılıyor. Ee tabi bu kutlamalar için Sultan kesesinin ağzını bir hayli büyük açıyor takdir edersiniz ki.
Bir Sultanlıkta Yaşamak…
1984 yılına kadar İngiltere’nin mandası olan bu ülke, bugün tamamen bağımsızlığını ilan etmiş durumda ve ülkede tek söz sahibi sultan. Bu nedenledir ki sultan ülkeyi bir aile şirketi olarak yönetiyor. Her şey onun kontrolü altında olduğundan ülkede halkın yaşam tarzı sultanın belirlediği kurallara bağlı.
Ülke o kadar kendi içine dönük yaşıyor ki Brunei için ikinci bir Kuzey Kore denilebilir. Ülkede suç oranları yok denecek kadar az. Gece hayatı, içki ve sigara kullanımı gibi şeyler her koşulda yasak. Suç işleyenlerin cezası ise Şeriat Binalarında veriliyor ve Şeriat Hukuku sadece Müslümanlara uygulanıyor. Gayrimüslimler için Medeni Hukuk esasları geçerli oluyor. 2019 yılında Sultan, tüm dünyaya ülkenin tam şeriatla yönetileceğini duyuruyor.
Sıradan bir Brunei vatandaşı için altın kaplama araçlara binmek ya da haftalarca süren düğünler tertip etmek tatlı bir hayal. Sahip olunan zenginliğin ülkenin her ferdine gani gani yetmesi garantiyken bu türden bir yaşam tarzı sadece sultan ve ailesinin sürebileceği bir şey. Öyle ki bugün 1 Milyar 400 Milyon Dolarlık değeriyle dünyanın en pahalı sarayı olan Istana Nurul Iman Sarayı’nda Brunei Sultanı Hassanal Bolkiah ve ailesi oturuyor. Ülkenin başkenti Bandar Seri Begavan’da bulunan bu saray, büyüklüğü ile Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş durumda. Altın kaplama kubbeleri bulunan bu sarayın içini, ülke vatandaşları sadece Ramazan ayında üç gün için görebiliyor. Bu şekilde vatandaşlar sultanın ve ailesinin ihtişamlı saray hayatını yakından görme fırsatına erişebiliyor.
Zenginliğin sultan ve ailesi tarafından kullanıldığı açıkça görülmesine, hayat tarzlarının kısıtlamalara tabi olmasına rağmen Brunei halkı için bu ülkeyi çekici kılan ne derseniz eğer; sağlık ve eğitim tamamen ücretsiz ve herkes için eşit. Ayrıca beli başlı küçük oranlı vergiler dışında halktan kesinlikle vergi alınmıyor. Brunei’de rutin hayat oldukça sakin, sokaklar temiz ve düzenli. Ayrıca herkesin en az bir arabası var ve toplu taşıma nispeten sınırlı. Brunei pasaportu “Guide Passport Ranking Index” sıralamasına göre 22. sırada yer alıyor ve 168 ülkeye vizesiz giriş yapabilmesiyle güçlü bir pasaport olarak biliniyor. Halkın sahip olduğu bu ayrıcalıklar, halk tarafından sultanın ve ailesinin lüks hayatını görmezden gelmek için yetiyor büyük ihtimalle.
Brunei halkı katı kurallara tabi yaşasa da bugün dünyanın büyük bir kısmının yaşadığı geçim sıkıntısı ya da işsizlik sorununu yaşamıyor. Rutin hayatın sakinliği, suç oranlarının azlığı bu ülkeyi “Barışın Ülkesi” olarak adlandırmak için yeterli oluyor.
Peki sizce de bir ülkeye Barışın Ülkesi demek için tüm bunlar yeterli mi, ne dersiniz?