Avrupa’nın En Büyüğü: Fenerbahçe!
Bu yazımda Euroleague Finallerinde yaşananları ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu değerlendiriyorum.
Yoğunluk nedeniyle gecikmiş olarak kaleme aldığım bu yazımda Euroleague Finallerinde yaşananları ve Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu değerlendiriyorum.
Bu yılki Euroleague Final-Four’u diğer Final-Four’lardan farkı şekilde muhtemelen rüşvetin ve Avrupa’nın ikiyüzlülüğünün de etkisiyle Avrupa sınırları dışında, son yıllarda “spora çok değer veren” Körfez’de Abu Dabi’de düzenlendi. 2016-2017 sezonunun sonunda ilk kez Avrupa şampiyonu olarak Euroleague kupasını müzesine koymayı başaran temsilcimiz Fenerbahçe Beko; 8 yıllık aranın ardından önce yarı final maçında Ergin Ataman’ın Panathinaikos’unu, daha sonrasında da final karşılaşmasında Fransız Temsilcisi Monako’yu mağlup ederek 2.defa kupaya uzanmış oldu. Böylelikle Fenerbahçe hem 2020-21 ve 2021-22 sezonunda bu kupayı alarak ülkemize üst üste büyük gururlar yaşatan Anadolu Efes ile şampiyonluk sayısını eşitledi, hem de ülkemize 4. Euroleague kupasını kazandırdı. Başta koç Sarunas Jasikevicius ve Nicolo Melli’nin gözyaşlarına hakim olamadıkları maç sonundaki şampiyonluk kutlamaları 27 Mayıs’ta Bağdat Caddesi’ndeki kutlamalarla birlikte devam etti.
Bağdat Caddesi’nde Mahşeri Kalabalık
O gün Bağdat Caddesi’nde kutlamaların içerisinde birisi olarak şunu söyleyebilirim; Gerçekten olağanüstü büyük bir taraftar kalabalığı vardı. Takım otobüsü Ataşehir’de bulunan Ülker Sports Arena’dan yola çıktıktan sonra Bağdat Caddesi’ne Şaşkın Bakkal’dan giriş yaptı ve caddenin öteki ucundaki Fenerbahçe Ülker Stadyumu’na kadar devam etti. Akşama doğru 17:00 civarı Göztepe Parkı ve civarında toplanan binlerce Fenerbahçe taraftarına kulübün yaptırdığı ücretsiz bir Türk bayrağı ve bir Fenerbahçe bayrağı dağıtılıyordu. Bayraklar ve meşaleler ile birlikte tüm taraftarlar olarak takım otobüsünü Şaşkın Bakkal’a gidip beklemeye ve geldiğinde de stadyuma kadar takip etmeye başladık. Bu noktada arada bir otobüsteki oyuncular durarak, taraftarı selamlamaya ve birlikte marşlar söylemeye başladılar. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak; eskiden hep televizyonda takip ettiğim bu kutlamalara yerinde katılmak çok büyük bir keyifti diyebilirim.
Jasikevicius bu kez başardı.
Final Four karşılaşmalarına gelirsek; daha önce kaleme aldığım Final-Four ile ilgili yazımın sonunda belirttiğim birşey vardı. Orada Final-Four’a ilişkin asıl merak ettiğim konunun Sarunas Jasikevicius’un daha öncesinde hiç mağlup edemediği Ergin Ataman’a karşı bir ilki başarıp, başaramayacağıydı. Neyse ki Jasikevicius bu kez geçen yılki yarı finalde yaşanan durumu tersine çevirmeyi ve takımıyla birlikte maçı kazanmayı başardı. Oldukça keyifle geçen bu maçta Panathinaikos’un en skorer ismi milli basketbolcumuz Cedi Osman 22 sayı, 6 rebound ile maçı noktalarken, temsilcimize oldukça büyük problem yaratabilecek sakatlıktan dönen oyuncu Kendrick Nunn attığı 19 sayıya karşın 5 faul yapınca maçı dahi tamamlayamadı. Fenerbahçe’de ise günün en skorer ismi attığı 18 sayı ile Devon Hall’dı. Diğer yarı final maçında geçen sezon Real Madrid’e yenilen Olimpiakos Monako’ya 78-68 kaybedince Yunanlar o gün iki hayal kırıklığı birden yaşamak zorunda kaldılar. Pazar günü oynanan şampiyonluk maçı dışındaki diğer maçta Olimpiakos Panathinaikos’u 97-93’lük skorla mağlup ederek 3. Olurken, ülkemizi gururlandıracak şekilde Panathinaikos’un en skorerleri yine 23 sayı ve 8 reboundla Ömer Faruk Yurtseven ve 14 sayı ile Cedi Osman’dı. Final maçında ise Nigel Hayes-Davis 23 sayı ve 9 rebound ile oynarken, Fenerbahçe üst üste üçlükler yiyerek kötü başladığı maçta Monano’yu 81-70 mağlup ediyordu.
Ben şahsen başından beri Fenerbahçe’nin geçen sezonki performansının da çok iyi olduğunu fakat bu sezon daha da üstüne koyduğunu düşünüyordum. Bu duruma rağmen Fenerbahçe’nin gerek play-off’larda elediği Paris Basket, gerek Panathinaikos, gerekse de Monako’ya karşı kazanma ihtimali %100 değildi. Hatta Fenerbahçe’nin bu sezon nadir olarak her iki maçını da kaybettiği takımlardan ikisi tam da Final-Four’da karşılaştığı Panathinaikos ve Monako’ydu. Geçen yıl Ergin Ataman Fenerbahçe’yi yarı finalde saf dışı bırakmasının ardından Panathinaikos kupayı müzesine götürmüştü. Bu yıl ise adeta durum tersine döndü. Bir mücadele bu en nihayetinde. Bazen kazanır, bazen kaybedersiniz. Bir sonraki yazıda buluşuncaya dek…