Ayrancı Günlüğü
Günlük tadında şiir.
Cemal Süreya’dan sonra Bahadır Uzunlu’da oturuyor
bakınıyorum hareketliliğe.
Ne söyleyeceğimi ne yapacağımı
bilmiyorum belki ama
kendimi Ayrancı’ya attığımı biliyorum.
İstikametim belli değil.
Belli olan tek şey mekanlar.
Köpekler gibi işeyerek
yerimi belli etmek istiyorum,
Evet… Artık bunu istiyorum.
Yer ararken başka bir yeri buluyorum.
Sonra tesadüfleri seviyor hayat,
fakat ben tesadüfü çektiğimi düşünüyorum.
İlelebet nezih hastası oluyorum.
İkinciye kadar biri düşünüyorsun dönüşlü sokaklarda
kaybedişi ve kazancı daha da bir otutturuyorsun Çiftevler’de.
İkinciye kadar birlerde.
Aylaklığın etkisi belki de bu.
Bel bağlayıp olacağını sanmak.
Hata aranmaz, belki de
bel bağlıyorum insanlara.
Üç günde bir Ayrancı sokaklarında işiyorum,
ama kokusu gelmiyor burnuma.
Belki bir sonrakinde gelir diyorum.
Komplike durumlardan nefret de etsem
başlayacağımı düşünüyorum.
Mekik dokumayı iş biliyorum çünkü
Ayrancı’da bir haftayı tamamlamaya yaklaşmışken
fedakarlığın önemini daha da iyi anlıyorum.
Ayrancı sokaklarında.