Bilinmezlikten Bilinene Doğru
Hayat sis bulutlarının içinde yol almak gibi bir şey. İnsan ancak ilerledikçe görebiliyor her şeyi.
Hayat bilinmezliklerle doluyken bizler her saniyemizde ilerisine dair yüzlerce belki de binlerce planlar kurmaktan vazgeçmiyoruz. Aslında plan kurmakta bir sorun yok ama bu durumu abartmak sorun olabiliyor. Planlarımızı yapıp yola koyulduktan sonrasında birazda yolu seyretmek gerek bu hayatta neden mi dediğinizi duyar gibiyim. Düşünelim ki, bir yola çıktık ve yol üstünde ki her yer inanılmaz bir şekilde sisli, e haliyle ileride ne olduğunu bilmiyoruz. Yola çıkarken planlar kurmuşuz yani benzinlik olmazsa diye arabamızın benzin deposunu doldurmuşuz, yolda acıkırsak diyerekten yanımıza yiyecek bir şeyler almışız ve sonrasında o sis kaplı yollara girdiğimizde beklemediğimiz bir durumla karşılaşmış oluyoruz. Ama artık bu gerçekle karşı karşıyayız ve yolumuza temkinli bir şekilde devam etmek zorundayız. Belki karşımıza bir benzinlik ya da yemek için bir yer çıkabilir ama biz sis kaplı yoldayken bundan bir haber yola devam etmek zorundayız. Hayatta böyledir aslında, zaman geçip giderken planlar kurup kendimizce önlemler almış olsak da etrafımız hep sis bulutlarıyla kaplı gibidir. Birçok zaman ancak yaklaştığımızda görebiliriz neler yaşayacağımızı ve aldığımız önlemlerin işe yarayıp yaramadığını ve de aynı zamanda her şeyin de öngörülebilir olmadığını. Dostlar! Aslında bu hayat içinde yolları sevmek lazım, belki biraz engebeleri de sevmek lazım çünkü hayat her zaman düz bir yolda gider gibi kolay olmayabilir, bazen zorluklar yaşayabiliriz, bazen tekerleğimiz patlayabilir mesela ama tekerlek patladı diye nasıl arabamızı tekerleğin patladığı yerde bırakıp gitmiyorsak hayatı da bırakmadan devam etmek gerek. Bu yolların ne zaman biteceğini bilmiyoruz ama ilerlemek de güzel. Sisler aydınlandıkça çıkan resmi görmek de güzel. Bilinmezlikten bilinene doğru kaç kilometre gideceğimizi bilmediğimiz bu dünyadaki yolculuğumuzda, hepimize sağlıkla ve mutlulukla güzel yolculuklar dilerim.