Bipolar Bozuklukta Lityum Etkinliğiyle İlgili Yeni Görüşler

Yeni yapılan araştırma sonucunda lityumun etkinliğiyle ilgili arşatırmacılar yeni görüşler ortaya attı. Bu görüşler neler gelin bakalım.

Bu yazımda bipolar bozukluk tedavisinde kullanılan lityum ile ilgili yeni görüşlerden bahsedeceğim. Ama öncesinde bipolar bozukluk nedir buna bakalım.

Bipolar bozukluk, iki farklı hastalık dönemiyle karakterize olan iki uçlu bir ruhsal bozukluktur ve eski ismiyle manik-depresif bozukluk olarak bilinir. Kişilerin duygu durumları coşkunluk veya taşkınlık olarak isimlendirilen manik dönem ile çökkünlük olarak tanımlanan depresif dönem arasında değişkenlik gösterir. Bu dönemler belirli aralıklar olarak yatışıp daha sonra tekrar alevlenebilir. Bu yatışma dönemi haftalarca aylarca devam edip hiçbir belirti göstermeyerek tamamen normal ruh haline dönebilir.

Belirtileri ise:

Manik dönemde;

Aşırı neşe

Hiperaktivite

Aşırı özgüven

Halüsinasyon görme

Yaratıcılık

Alkol ve uyuşturucu kullanımı

Sabırsızlık

Sürekli para harcama

Cinsel dürtülerde artış

Odaklanmada güçlük yaşama

Geçmişe göre daha az uyku

Depresif dönemde;

Uzun süre uyuma isteği

Keyifsizlik

Yorgunluk

Umutsuzluk hali

Sürekli kuşku hali

Sanrılar görme

İntihar düşünceleri

Azalan cinsel istek

Günlük işleri yapamama

Bipolar Bozukluk Tedavisi

Bipolar bozukluk tedavisinde ilaç ile eş zamanlı olarak planlanan psikoterapi uygulamaları yer alır. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarının geliştirilmesi, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde son derece önemli bir yere sahiptir. Düzenli uyku ve egzersiz alışkanlıkları, belirli metinlerin oluşturulması özellikle bu tür psikiyatrik seyrini iyileştirir.

Bipolar bozuluk nüfusun %1'ini etkiler ve genetikten güçlü şekilde etkilenmektedir.

Hastaların yaklaşık yarısı terapi olarak lityum tuzlarına çok iyi yanıt verirler ve yanıt genetiğe bağlı olur.

Araştırmacıların ruh halini stabilize etmek için nasıl çalıştığı hakkında çok az fikirleri var fakat diğer anti-depresanlara benzer şekilde, yetişkin nöral progenitin hücrelerinin (NPC) çoğalmasını uyarır ve belki de yeni nöronların doğuşuna yol açabilir. Şimdi ise yeni bir çalışma lityuma yanıt olarak NPC proliferasyonunu düzenlediğini gören belirli bir geni tanımlar.

Chapel Hill'deki Kuzey Carolina Üniversitesi'nde doktora yapan Jason Stein tarafından yürütülen çalışma, Biyolojik Psikiyatri Elsevier tarafından yayınlandı.

Dr.Stein "Bipolar bozukluğu olan bazı insanlar lityuma terapötik tepkiler gösterirken diğerleri göstermez." dedi. Önceki çalışmalar, lityumun klinik sonuçlarına katkıda bulunan sınırlı sayıda genetik varyasyon tanımladı. Bu çalışmalar inanılmaz derecede önemli fakat aynı zamanda maliyetlidir, büyük numune boyutlaru gerektimektedir ve genetik etkilere aracılık eden hücre tiplerini veya biyolojik süreçleri tanımlamaz.

"Burada, lityuma maruz kalan veya kalmayan çok sayıda donörden bir hücre kültürü sisteminde genom çapında bir ilişki çalışması (GWAS) gerçekleştirerek alternatif bir yaklaşım benimsedik"

Araştırmacıların lityumun neden olduğu sinirsel çoğalmayı ölçmek için fetal beyin dokusundan elde edilen insan NPC'lerinden oluşan bir hücre kültürü kullandılar. Bazı kültürler, hücre çoğalmasını artıran lityuma maruz kalırken, diğer kültürler maruz bırakılmadı. Daha sonra GWAS testleri gerçekleştirildi.

Dr. Stein " Hücre kültürü temelli GWAS yaklaşımımız, genetik çeşitliliğin yanı sıra lityuma duyarlı nöral progenitör poliferasyonunun etkileyen bir gani tanımladı." dedi.

John Krystal, MD, editör Biyolojik Psikiyatri çalışma hakkında şunları söylemiştir: "Lityumun etkinliği psikiyatrideki en büyük gizemlerden biri olmaya devam ediyor. Kazara bir keşiften ortaya çıkan birçok hasta için ila. olmaya devam ediyor."

Dr.Stein " Bu sonuçları klinik potansiyele sahip olup olmadığını belirlemek için daha fazla deney gerekli olsa da bu çalışma hücre kültürü sistemlerinde farmakogenomik etkileri belirlemeye yönelik yeni bir yaklaşımın kapısını açıyor." diye de ekledi.