BİR SÖZE ADANMIŞ HAYAT
Cumhuriyetimizin ilk kadın hakimi olan Adalet Yılmaz'ı tanıyalım.
Adalet Yılmaz, Atatürk'ün eğitim için Almanya'ya gönderdiği ve Türkiye'ye döndükten sonra alanlarında çok başarılı olan Afet İnan, Halet Çambel gibi isimlerin olduğu on iki kadından biriydi.
Cumhuriyet'in ilk kadın hakimlerinden olan Adalet Yılmaz hakkında bilgiye bir taksiciyle ettiği sohbeti dışında ulaşmak ne yazık ki zor. Ancak yakınlarına ulaşmak adına Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Barosu’nun araştırma çalışmaları olduğunu biliyoruz.
Gelin sahip olduğumuz kısıtlı fakat değerli olan taksici ve Adalet Yılmaz diyaloğuna bakalım.
Taksici: Teyze hoş geldin. Nereye gidiyoruz?
Adalet Yılmaz: Hoşbulduk, tüm gün beni taşır mısın? Sana 500 lira veririm.
Taksici: Mal sahibi benden her gün 500 lira istiyor zaten teyze.
Adalet Yılmaz: O zaman sana 650 lira vereceğim ne dersin?
Taksici: Kurtarmaz ama senin güzel hatırını kırmayayım. İlk önce nereye gideceğiz?
Adalet Yılmaz: Anıtkabir'e.
Taksici: Tamam teyzeciğim. Bu arada yaş kaç teyzeciğim?
Adalet Yılmaz: Seksen sekiz.
Taksici: Allah uzun ömür versin teyzeciğim.
Taksi Anıtkabir'in kapısına gelir.
Taksici: Teyzeciğim geldik.
Adalet Yılmaz: Evladım burada yardımına ihtiyacım var. Benimle gel.
Taksici: Tabii teyze.
Mozoleye çıkan merdivenlere geldiklerinde taksici yardım etmek maksadıyla merdivenleri nasıl çıkacağını sorar.
Adalet Yılmaz: Her ay nasıl çıkıyorsam öyle.
Taksici: Her ay geliyor musun?
Adalet Yılmaz: Evet.
Mozelenin önüne geldiklerinde Adalet Yılmaz çantasından karanfil çıkarır ve bu karanfili mozoleye koyar.
"Hayatım boyunca sana verdiğim sözü tutmak için çalıştım." diyerek duasını bitirdikten sonra Anıtkabir'den çıkarlar.
Taksici: Nereye gidiyoruz?
Adalet Yılmaz: Bankaya.
Taksici: Teyzeciğim bir şey sorabilir miyim?
Adalet Yılmaz: Sor bakalım evladım.
Taksici: Anıtkabir'de Atatürk'e bir söz verdiğinizi söylemiştiniz. O söz nedir?
Adalet Yılmaz: Ben lisedeyken bizim okulumuza gelmişti Atatürk. Beni de ona çiçek vermek için seçmişlerdi. Çiçeği verdiğimde bana ismimi sordu. Ben de "Adalet" dedim. Bunun üzerine "Ne güzel ismin varmış," dedi. "Okulu bitirince ne olacaksın?" dedi bana. "Hemşire" dedim. O da "Güzel meslek ama bence sen hakim ol ismine çok yakışır," dedi. Ben "Kadından hakim olmaz ki," dedim. Kaşlarını çattı, "Sen istedikten sonra olur. Senden söz istiyorum hakim olacaksın," dedi.
Taksici: Sen ne dedin peki?
Adalet Yılmaz: Mustafa Kemal emretmiş ne denir? Söz verdim.
Taksici: Peki olabildin mi Adalet Teyze?
Adalet Yılmaz: Evet, ben Cumhuriyet'in ilk kadın hakimlerindenim.
Bu arada bankaya gelmişlerdi. Taksici, Adalet Yılmaz'a yardım teklif etti.
Adalet Yılmaz: Hayır. Sen burada bekle lütfen. Bu arada adın neydi evladım?
Taksici: Osman teyzeciğim.
Adalet Yılmaz: Tamam Osman. Beni 45 dakika kadar sonra buradan al olur mu?
Taksici: Tamam teyzeciğim.
İşlerini bitirince geldi Adalet Yılmaz.
Taksici: Nereye gidiyoruz?
Adalet Yılmaz: Seyranbağları'na.
Taksici: Tabii. Hakim Teyze çok yer gezmişsindir sen.
Adalet Yılmaz: Tüm Anadolu'yu karış karış gezdik rahmetli kocamla.
Taksici: Ne iş yapardı amca?
Adalet Yılmaz: Subaydı.
Taksici: Ne zaman vefat etti?
Adalet Yılmaz: 1952'de Kore Savaşı'nda şehit oldu.
Taksici: Allah rahmet eylesin Hakim teyze.
Adalet Yılmaz: Sağol.
Seyranbağları'na gelince Adalet Yılmaz'ın yönlendirmesiyle bir binanın önünde durdular. Taksici tekrar yardım teklif etti fakat Adalet Yılmaz beklemesini söyledi. Seyranbağları'nda geldikleri bu bina Seyranbağları Kız Yetiştirme Yurdu'ydu.
Yarım saatte bitti işi burada Adalet Yılmaz'ın. Binadan çıkarken tek değildi. Yanında orta yaşlı kibar bir kadın vardı.
Adalet Hanım'ı arabaya ağır ağır bindiren kadın: Adalet Hanım size ne kadar teşekkür etsek azdır. Her zaman yanımızdasınız. Kızlar da sizi çok seviyor. Ne olur arayı çok uzatmayın, yine gelin.
Adalet Yılmaz: İnşallah. Kızlara selamımı söyleyin. Bende onları çok seviyorum. Onlara iyi bakın.
Araba hareket etti. Yeni adres ise Seyranbağları Huzurevi idi. Adalet Yılmaz burada bir saate yakın kaldıktan sonra döndü taksiye.
Taksici: Nereye gidiyoruz?
Adalet Yılmaz: Cebeci Asri Mezarlığı'na.
Taksici: Tamam. Teyze nerelisin sen?
Adalet Yılmaz: Aydın, Sökeli'yim. Babam orada pamuk ekerdi. Annem ev hanımıydı. Sonra Kurtuluş Savaşı oldu. Babam savaşa gitti. Söke işgal oldu. Biz dağlara kaçtık annemle. Saklandık dağ köylerinde. Savaş bitince Söke'ye döndük. Allah'a şükür babam da sağ salim döndü savaştan.
Taksici: Sonra ne oldu?
Adalet Yılmaz: Liseye Aydın'a gönderdi babam. Orada Atatürk'le karşılaştım. Sözümü tutmak için İstanbul'a gittim. Hukuk fakültesine girdim. Orada rahmetli eşimle karşılaştım. O, Harbiye'de okuyordu o zamanlar, mezun olunca da evlendik.
Taksici: Çocuğunuz var mı?
Adalet Yılmaz: Bir kızım bir de oğlum vardı.
Taksici: Neredeler şimdi?
Adalet Yılmaz: Oğlum Dışişlerinde çalışıyordu. 1978'de Fransa'da Ermeniler öldürdüler.
Taksici: Üzüldüm Hakim Teyze. Başın sağ olsun. O da babası gibi şehit oldu yani.
Adalet Yılmaz: Evet. Şehit babanın şehit oğlu. Allah kimseye evlat acısı vermesin.
Taksici: Amin. Ya kızın?
Adalet Yılmaz: O eşi ve çocukları ile İzmit'te yaşıyordu, öğretmendi. 1999'da depremde hepsi vefat ettiler.
Taksici: Allah rahmet eylesin. Boş boğazlığımla üzdüm seni Hakim Teyze kusura bakma.
Adalet Yılmaz: Sanki sormasan aklımdan çıkıyorlar mı evladım. Sen üzülme, sağol.
Taksici: Geldik Teyze.
Adalet Yılmaz: Tamam evladım. Al işte paran artık gidebilirsin.
Taksici: Hakim teyze buradan nasıl döneceksin? Ben seni bekleyeyim eve bırakayım.
Adalet Yılmaz: Yok beni alacaklar buradan.
Taksici: Hakim Teyze bu para fazla. Kusura bakma ben sana yalan söyledim. Taksinin sahibi benden 350 lira bekliyor. Affet beni. 350 'yi ona veririm. Gerisi kalsın. Ben de para istemem. Bugün senden aldığım hayat dersinin parasal karşılığı yok zaten.
Adalet Yılmaz: Çocukların var mı?
Taksici: İki tane ellerinden öperler.
Adalet Yılmaz: Adları nedir?
Taksici: Kemal ve Ayşe.
Adalet Yılmaz: Oğlumun adı da Kemal'di. Onlara bir şeyler al benim için. Onları okut. Ama yalansız, dolansız, çok çalışarak helal lokma ile büyüt ve okut. Atatürk'ün bana yaptığı gibi içlerindeki gücü fark etmelerini sağla. Bir de vatanını, milletini sevmelerini öğütle onlara.
Taksici Osman, Adalet Yılmaz'ın ellerine sarılıp öptü. Ona iyi evlatlar yetiştireceğine dair söz verdi.
Adalet Yılmaz mezarlığa doğru ilerlerken arkasından onu izleyen Taksici Osman gözyaşlarını tutamadı.
Gün boyunca taşıdığı yaşlı müşterisinden çok büyük bir hayat dersi çıkarmıştı kendisine Taksici Osman.
Ertesi gün Ankara'da sanki gök delinircesine yağmur yağıyordu.
Bu sırada taksi durağında gazetesini okuyan Taksici Osman'ın dikkatini bir haber çekti.
"Dün gece geç saatlerde Cebeci Asri mezarlığında bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk kadın hakimlerinden Adalet Yılmaz'a ait olduğu belirlendi.
Adalet Yılmaz'ın bulunduğu yerdeki mezarların eşine ve oğluna ait olduğu belirlendi.
Yılmaz'ın vefat ettiği gün bankadaki tüm parasını çektiği, bu parayı ikiye bölerek Seyranbağları' ndaki bir kız yetiştirme yurdu ile bir huzurevine bağışladığı belirlendi.
Polis, Adalet Yılmaz'ın mezarlığa ölmek için gittiğini düşünüyor."
Taksici Osman'ın haberi okumasıyla gözyaşlarına boğulması bir oldu. Osman, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında "Gökler bile sana ağlıyor," diyerek ağlıyordu.
Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bize Cumhuriyet ile birlikte kazandırdığı yüreği güzel insanlara saygı ve rahmetle.