Biz kadınlar ne istiyormuşuz?
Biraz anlaşılmak...
Biz kadınları sürekli bir kalıba sokmak isteyen, kısıtlamaya çalışan bir grup insan var. Hayır o senin bedenine uygun değil, hayır onu giyme çok bakarlar, bu renk çok dikkat çekici değil mi, gece dışarı çıkarken açık giyinme gibi bir sürü söylemle karşı karşıya kalıyoruz günlük hayatta.
Kadınları bir kalıba sokmak yerine erkeklerimizi düzgün eğitsek, büyütsek, yetiştirsek olmaz mı? Biz her gün kılık kıyafetimize dikkat etmek yerine bunu düşünmeye ayıracağımız vakti farklı ve yararlı şeylere ayırmak istiyoruz. Kimsenin kalıbına uymak değil kendi alanımızı yaratmak istiyoruz. Çok da şey istemiyoruz aslında.
Geceleri karanlık dar bir sokakta yürürken arkamızı kontrol etmeden yürümek, otobüste kalan son kişi olmamak için inmemiz gereken duraktan çok önce inmemek istiyoruz. Biraz saygı istiyoruz aslında. Bol giyinmeyi seviyorsak bol giyinelim, dar istiyorsak dar giyinelim. Biz giydiğimizi kendimize yakıştırdıktan sonra başkasına söz düşmez.
Erkeğin kadına yaptığı psikolojik şiddet kadar kadının kadına yaptığı psikolojik şiddet de günümüzde oldukça yaygın. Kimisi çekememezlikten kimisi içindeki kötülükten yapıyor bunu. Çoğu kadının dolabında vardır çok isteyerek aldığı ama çevresi ona yakıştırmadığı için giymediği kıyafetler. Açın dolabı ve oturun karşısına hemen. Neyi giymek istiyorsanız onu giyin. Kimse sizden önemli değil. Kendinize yakıştırıyorsanız giyin ve çıkın.
Sana bu renk yakışmıyor dediler diye bir kenara attığınız far paletlerini de açın önünüze. Yüzünüz de bedeniniz de sizin tuvaliniz ve ressamı da sizsiniz. Dilediğiniz gibi boyayın, dilediğiniz gibi yaşayın. Kimsenin kalıbına uymuyoruz, kendi alanımızı açıyoruz.