Büyük İlaç Şirketleri Komplo Teorisi ‘’Big Pharma’’
Big Pharma'nın Gizli Yüzü: Büyük İlaç Şirketlerinin Komplo Teorileri ve Gerçekler
İlaç sektörü, birçok hastalığa umut olma, sağlık sektörüne katkı sağlama ve diğer birçok yönden belki de en masum ve kar amacı gütmeyen kuruluşlardan biri olarak görülebilir. Kanser tedavileri için geliştirilen onkolitik ilaçlardan, gündelik hayatta kullandığımız ağrı kesicilere kadar, hayatımızda kilit taşı öneme sahip olan bu sektörü daha yakından tanımak amacıyla bu yaz dönemi boyunca bir ilaç şirketinde staj yapma fırsatım oldu.
Stajım süresince kimya, mikrobiyoloji, Ar-Ge ve formülasyon laboratuvarlarını deneyimledim ve çalışanların firma ve sektör hakkındaki fikirlerini öğrenmeye çalıştım. Neredeyse herkes, bu firmanın ilaçlarını gerek kendisi gerekse bir yakını için gönül rahatlığıyla kullanabileceğini söyledi. Sonuçta ilaç, insan sağlığını doğrudan etkileyen bir ürün, dolayısıyla hiçbir ilacın güvenilirlik konusunda eksikliği olmaması gerekir. Ancak ne yazık ki durum her zaman böyle değilmiş. Daha önce tanınmış ilaç firmalarında deneyimi olan bazı çalışanlar, o firmalarda üretilen ilaçları kullanmayacaklarını açıkça dile getirdi. Bunun sebebi, üretim ve kalite kontrol aşamalarının özensiz yapılması ve çalışanların işten kaytarması nedeniyle birçok kuralın ihmal edilmesiymiş.
İlaçların bu son işlem aşamalarında bile güvensizlik yaratacak uygulamalar varsa, ilk üretim süreçlerinde, felsefelerinde bizlerin bilmediği daha neler olabileceğini düşünmeden edemedim. Bu sorgulamalar ve yıllarca annemden duyduğum "Kızım, mümkün olduğunca o ilaçları kullanma" gibi uyarılar, beni bir kavramla karşılaştırdı: "Big Pharma Conspiracy Theory" yani "Büyük İlaç Şirketleri Komplo Teorisi".
Bu komplo teorisi, ilaç sektörünün de diğer tüm sektörler gibi amacının "kar etmek" olduğunu ve bu kar için büyük firmaların etik dışı hareket ettiğini öne sürüyor. Teorinin temel argümanları ise şu şekilde:
- Çoğu ilacın hastalıkları tedavi etmek yerine baskılamak ve yönetmek için tasarlandığı savunuluyor. Bir hastalığa yakalandığınızda ilk düşündüğünüz şey, ondan tamamen kurtulmak ve vücudunuzdan atmak olur. Ancak bu teoriye göre, ilaçlar hastalıkları iyileştirmez, sadece geçici olarak belirtileri baskılar ve hastayı "iyi" hissettirir. Bu, ilaçların ne kısa ne de uzun vadede bir tedavi sağlamadığı, aksine hastayı sürekli ilaca bağımlı hale getirdiği anlamına gelir. İlaçların etkisi geçtikçe kişi yeniden ilaç alma ihtiyacı hisseder ve bu durum ilaç firmalarına uzun vadeli bir kar sağlar.
- Diğer bir konu ise aşılar. Covid-19 ile birlikte tekrar gündeme gelen aşı karşıtlığı, çoğu kişinin yakından şahit olduğu bir durumdur. Bu teoride savunulan argümanlar, aşılamaların büyük ülkelerin bir oyunu olduğu, virüslerin bu ülkeler tarafından tasarlandığı ve aşılamaların ölümlere neden olduğu yönündedir. Teoriye göre, Büyük İlaç Firmaları devletlerin sağlık örgütleriyle anlaşarak aşıları zorunlu hale getiriyor ve büyük kazançlar elde ediyorlar.
- Bir başka iddia ise patent sahibi firmaların ilaçlarından maksimum kar elde edebilmek için alternatif tedavi yöntemlerini gizlediğidir. Örneğin, daha etkili ve ucuz bir tedavi yöntemi bulunduğunda, büyük firmalar bu girişimleri baskılayarak kendi pazarlarını korumaktadır. Onkolitik ilaçlar, ilaç firmalarına en çok kar getiren ürünlerdir. Bu nedenle, kanser tedavilerinin aslında bulunduğunu ancak firmaların zarar edeceği için bu tedavileri gizlediğine dair iddialar vardır.
- Aynı zamanda, firmaların karlarını artırmak amacıyla ilaçların içeriğini gizledikleri ve bu nedenle ilaçları gereğinden pahalıya sattıkları da ileri sürülmektedir.
Bu teoriler var, evet. Ancak her konuda peşin hüküm vermeden önce o sürecin nasıl işlediğini tam anlamıyla bilmek gerekir. Bir ilacın üretim aşamalarını bilmeden, hangi amaçla üretildiği hakkında yorum yapmak kolay olabilir. Bu yüzden kısaca bir ilacın yapılış sürecine değinmek istiyorum.
Öncelikle, ilaç üretiminde ilk aşama ilaç keşfi, ikinci aşama ise ilaç geliştirmedir. İlaç keşfi (Drug Discovery), üzerinde çalışılan hastalığa yönelik kimyasal ve biyolojik moleküllerin keşfini, bu moleküllerin geliştirilmesini, optimize edilmesini ve hayvan deneyleri üzerinde test edilmesini içerir. Bu süreç 6-8 yılı bulabilir. Ardından ilaç geliştirme (Drug Development) aşaması başlar. İlk aşamayı geçen ilaçlar, Faz 1, 2 ve 3 aşamalarından geçirilir. Bu fazlarda ilaçların güvenliği, yan etkileri ve dozaj çalışmaları yapılır. Bu aşamaların tamamlanması ise 8-9 yılı bulabilir. Yani bir ilacın yapılması toplamda 14-16 yıl kadardır.
Tüm bu aşamalar, ulusal ve uluslararası düzenleyici kuruluşlar tarafından denetlenir ve gerekli tüm onaylar alındıktan sonra ilaç piyasaya sunulur. Bu kuruluşlar arasında Amerika için FDA, Avrupa için EMA ve Türkiye için TİTCK yer alır. Örneğin, Amerika'da satış yapmak isteyen bir ilaç firmasının FDA onayı alması zorunludur.
Sonuç olarak, bu kadar detaylandırılmış, büyük emek, para ve zaman harcanan süreçlerin ardından piyasaya sürülen ilaçların, sadece daha fazla kar elde etmek için kötüye kullanılması mantıklı bir hareket değildir.
Bu düşüncenin bir komplo teorisi olarak kalmasının yanı sıra, ilaç firmalarının eksik ya da yanlış bilgi vermesinden kaynaklanan ölümler de göz ardı edilemez. Örneğin, hepimizin yakından tanıdığı, ateş, baş ağrısı ve diş ağrısı gibi durumlarda kullandığımız Nurofen’in üreticisi Reckitt Benckiser’e 2016 yılında, tüketicileri yanıltma sebebiyle 4,4 milyon dolar para cezası kesilmiştir (Anadolu Ajansı,2016). Bunun nedeni, üretici firmanın her bir ağrı türü için -örneğin baş ağrısı, bel ağrısı, migren, adet ağrısı- farklı kutular hazırlayıp, farklı pazarlamalar yapmasıdır. Oysa bu ilaçların işlev açısından birbirlerinden hiçbir farkı yoktur.
Bir başka örnek ise Zyprexa adlı ilaç olabilir. Zyprexa, Eli Lilly tarafından üretilen bir şizofreni ilacıdır. Ancak firma bu ilacı Alzheimer, bunama, saldırganlık, depresyon ve yaygın uyku bozukluğu tedavilerinde de kullanılabilir şekilde pazarlamıştır. Hatta şirket, huzurevleri ve doktorlara giderek bu ilacı tanıtmıştır. Ancak bu kullanım alanları hiçbir zaman FDA tarafından onaylanmamıştır. Bu nedenle firma, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1,415 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kalmıştır (U.S. Department of Justice, 2009).
Daha da korkutucu olan ise, ilaç firmalarının satışlarını sürekli kılabilmek için ilaçlarına bağımlılık yapıcı maddeler katmalarıdır. Bu ilaçlar genel olarak "opioid ilaçlar" olarak bilinir. Doğal opioidler arasında morfin, kodein ve haşhaş en çok bilinenlerdir. Ayrıca yarı sentetik ve sentetik opioid maddeler de üretilmektedir. Opioidler, tıpkı uyuşturucular gibi beynin ödül sistemini etkileyip dopamin salgısını artırır. Ancak zamanla vücut bu maddelere tolerans geliştirir ve aynı etkiyi sağlamak için daha yüksek dozlarda opioid ilaç kullanımı gerekir. Böylece hastalar giderek ilaca bağımlı hale gelir ve ilaç firmaları pazarlarını ayakta tutmayı başarır.
Bu kadar riskli bir tedavi olmasına rağmen, dünya çapında birçok opioid vakası yaşanmıştır. Bunun arkasında doktorlara verilen hediyeler, rüşvetler, eczanelere yapılan kampanyalar ve indirimler, tıp dergilerine bağış yapıp ilaç hakkında makaleler yazdırmak gibi etkenler yer almaktadır.
Sonuç olarak, her ne kadar insanlık adına çalışıldığı söylense de, birçok alanda derinlerde yatan kişisel çıkarların sistemi nasıl şekillendirdiğini göz ardı edemeyiz. Bu yüzden her birey olarak daha bilinçli olmalı, kullandığımız ilaçlar ve tükettiğimiz ürünlerin arkasındaki gerçekleri sorgulamalıyız. Eğer bu kadar sıkı denetim süreçlerinden geçen bir sektörde bile etik dışı uygulamalar ve skandallar yaşanabiliyorsa, gündelik yaşamımızda tükettiğimiz ürünlerin arka planında neler döndüğü meçhul. Neyi tükettiğimizi ve hangi amaçla kullanıldığını bilmek, sağlığımızı ve geleceğimizi korumanın en önemli adımıdır. Bilgi güçtür ve bu güç ancak doğru ellerde kullanıldığında yaşam kalitemizi yükseltir.
Kaynakça:
Anadolu Ajansı. (2016, November 8). Nurofen’e 4.4 milyon dolar para cezası. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/nurofene-4-4-milyon-dolar-para-cezasi-/707491
U.S. Department of Justice. (2009, January 15). Eli Lilly and Company agrees to pay $1.415 billion to resolve allegations of off-label promotion of Zyprexa. U.S. Department of Justice. https://www.justice.gov/opa/pr/eli-lilly-and-company-agrees-pay-1415-billion-resolve-allegations-label-promotion-zyprexa
Görsel Kaynakça:
Big Pharma is America's New Mafia. The Daily Beast, 27 Ağustos 2020. Erişim https://www.thedailybeast.com/big-pharma-is-americas-new-mafia.
What Big Pharma Accusation Gets Right and Wrong About Drug Industry. McGill University, 6 Kasım 2019. Erişim: https://www.mcgill.ca/oss/article/medical-critical-thinking-health-and-nutrition/what-big-pharma-accusation-gets-right-and-wrong-about-drug-industry.
Aşı Karşıtlığı Safsatası. Mustafa Çetiner Resmi Web Sitesi, 23 Aralık 2021. Erişim: https://www.mustafacetiner.com/asi-karsitligi-safsata/.
How to Beat Big Pharma. Melissa Marie Monroe Resmi Web Sitesi. Erişim: https://www.melissamariemonroe.com/how-to-beat-big-pharma/.
Nurofen Tablets Taken Off Shelves in Australia. Daily Mail, 15 Aralık 2015. Erişim: https://www.dailymail.co.uk/health/article-3359775/Nurofen-tablets-taken-shelves-Australia-misleading-customers-sold-UK.html.