Büyülü Gerçekçiliğin En Önemli Eserlerinden; Yüzyıllık Yalnızlık
Gabriel Garcia Marquez'in büyük eseri.
Marquez’i tatil yolundan döndüren 15 yıldan fazla üstüne düşünüp 2 yıl boyunca her şeyden uzaklaşıp odasında yazdığı roman: Yüzyıllık Yalnızlık.
1967’de tamamlanan roman 1982 de Nobel edebiyat ödülünü alıyor.
"Kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız" diyor; Marquez ve kitabı yazmasının sebebini de "çocukluk günlerini sanatsal bir dille ardında bırakmak" olarak açıklıyor.
Buendia ailesinin etrafında kurulan ve aile etrafında son bulan kasaba: Macondo.
6 kuşak boyunca devam eden bir hikaye , her şey José Arcadio Buendia’nın rüyasında cinler tarafından göç etmesi gerektiği söylenilmesini görmesiyle başlıyor.
“Macondo tarihöncesi kuşların yumurtaları kadar ak ve kocaman, parlak çakıllarla örtülü yatağı boyunca dupduru akan bir ırmağın kıyında kurulmuş 20 hanelik bir kerpiç köydü.
Dünya öylesine çiçeği burnundaydı ki, pek çok şeyin adı yoktu daha ve bunlardan söz ederken parmakla işaret edip göstermek gerekirdi.”
Yazar Macondo’yu bize böyle tasvir ediyor. Sanki dünya ilk kez kurulmuş, ilk insanlar olarak da Macondo yerlileri yeryüzüne indirilmiş gibi.
Büyülü gerçekçiliğin, hatıraların, tarihin mükemmel işlendiği bu kitapta 6 kuşak boyunca devam eden Buendia soyunun neredeyse hepsinin hayatına hakim oluyoruz. Ailenin isimlerle birlikte sürekli tekrar eden kaderi, isimlerin José ve Aureliano olarak ayrılması. Kitapta yer alan onlarca kahramanın öyküsüne ayrı ayrı değinmesi bu kadar kusursuz anlatması yazarın kaleminin güçlülüğünü adeta kanıtlar nitelikte.
Yazar; kapitalizm eleştirisi, emek-işçi sömürüsü, batıl inançlar, muz şirketleri, yönetim, siyaset, beyaz Amerikalılar gibi pek çok toplumsal soruna değiniyor, açıklıyor ve anlatıyor.
Kitap hakkında derin okuma yapmak isteyenler için ise;
Ian Johnston tarafından yazılan, 28 Mart 1995 Salı günkü liberal studies 402 dersinde dağıtılan ders notlarının Mart 1999’da basılıp herkesin kullanımına açılan yazısını okuyabilirsiniz.