Celeste And Jesse Forever?

Spoiler içerir.

Celeste and Jesse Forever, Andy Samberg ve Rachida Jones'u başrollerde izlediğimiz 2012 yapımı bir dram-komedi filmi. Senaryosunu ise Rashida Jones ve Will McCormack birlikte yazmış. Film bize romantik-komedi filmlerinin klişeleşmiş anlatılarından uzak, gerçek ve duygusal bir aşk hikayesi aktarıyor.

Jesse ve Celeste boşanma aşamasında olmalarına rağmen arkadaşlıklarını hala devam ettirmeye çalışan bir çift. Çiftin boşanma isteğinin ana sebebi birbirlerini sevmemeleri veya anlaşamamaları gibi bir durum değil. Aksine birbirlerini çok seven ve çok iyi anlaşan ikili hayatlarını nasıl yönlendirecekleri ve hayatları ile ne yaptıkları konusunda önemli fikir ayrılıklarına sahip.

Rashida Jones'un oynadığı Celeste karakteri tam manası ile yetişin bir kariyer kadını iken eşi Jesse (Andy Samberg) hayatı gelişigüzel yaşayan işsiz bir sanatçı. Hayatta ayrı yerlerde olmaları sebebiyle evlilikleri yürümese de çift arkadaşlıklarından vazgeçemiyor.


İkilinin ayrılma kararlarına rağmen hala yakın arkadaş oluşu çiftin arkadaşları tarafından garipseniyor, fakat ikili birbirleri ile olan yakınlığından ödün vermiyor. Ta ki Jesse'nin görüşmeye başladığı kadının (Veronica) hamile olduğunu öğrenene kadar. Bu noktada Jesse'nin değişmesi ve artık büyümesi gerekiyor.

Film modern ilişkiler konusunda bir çok parantez açıyor. Ya aşık olduğun kişi ile hayatta çok farklı yerlerde isen? Ya gittiğiniz yönler farklıysa? Ve bu kişi sizin en yakın arkadaşınızsa ve beraber büyüdüyseniz?

Jesse ve Celeste'in boşanırken ilişkileri şekil değitiriyor. Hala Jesse Celeste'in, Celeste ise Jesse'nin en iyi arkadaşı ve en yakın "insanı".

Nazım Hikmet'in Piraye'ye ayrılık mektubunda "Sen yine benim en yakın insanımsın. En yakın dostum ve arkadaşımsın" diyerek ettiği veda gibi bir ayrılık onlarınki.

Filmin asıl twist'i, Jesse'nin ani bir bebek bekleyişi ile hızlıca büyümek zorunda kalması. Bu Celeste için kaçınılmaz soruları doğuruyor. "Neden zamanında benim için değişmedi?","Neden benim için büyümedi?"... Celeste şimdi gözünün önünde Jesse'in bunu bir başkası için yapmak zorunda kalışı ile ellerinden kaçan hayatı düşünüyor.

Tüm bunları yaşarken hala birbirlerine aşık olmaları da can alıcı bir nokta. Fakat film; aşkın ve dostuluğun dahi bir ilişkiyi devam ettirmede yetersiz kalabileceğini abartıya kaçmadan gerçekçi bir biçimde anlatıyor.


Hem senarist hem başrolde olan Rachida Jones, bitter-sweet dediğimiz tatlı-acı bir hikaye izletiyor bizlere. Yüzünüze kocaman bir gülümseme kondururken aynı zamanda bizi ilişkilerin ve hayatın karmaşıklığına dair düşüncelere daldırıyor...