Charlie Chaplin'in Modern Times Filmiyle Kitle İletişim Araçlarının Topluma Etkisi

Çağımızın en çok kullanılan kitle iletişim araçlarını Charlie Chaplin bizlere farklı açıdan gösteriyor

Öncelikle Charlie Chaplin’in Modern Times filmini ele almadan önce konusunu aktarmak isterim. Modern Times;  hayatını Amerikan Endüstriyel Şirketi adlı bağımsız bir makinenin dişlileri arasında sürdüren bir adamın hikayesidir. Film aynı zamanda, modern toplumun kompleksiyle  biçimlenen bir aşk hikayesidir. Bu dünyada isimler hiçbir şey ifade etmediğinden asla ismiyle hitap edilmeyen bir fabrika işçisi, çalıştığı kurumun hiç de gerçekçi olmayan üretim planına uymaya zorlanır. Bütün bu durumlardan sonra bir de başkahramanımızı montaj hattındaki tekrarlayan sıkıcı işini bitirdikten sonra, işçileri üretim hattında görevlerini sürdürürken mekanik olarak beslemek üzere tasarlanmış saçma bir mekanizmaya karşı karşıya kalmıştır.

Charlie Chaplin burada aslında o zamanın dünyasını absürt bir komediyle açığa çıkartmak istemiştir. Bu filmde açıkça modern toplumdaki siyasal, ekonomik güçlerin insanları nasıl ezdiğini ya da etkisi altına aldığını gösteriyor. Açılış sahnesinde, bir grup işçi koyun sürüsü gibi hareket ederek fabrikaya giriş yapıyor. Çünkü düşünce sistemleri söyleme ve yaptırım gücü olanlar tarafından yönetilmeye başlanmış. Bireycilik akımı kendisini toplumcu bir nevi kabileler çağına bırakıyor. Bunu da sanayileşmiş ülkelerin seçecekleri en iyi yolun, kapitalist ekonomik siyasal sistem olduğunu görüyoruz. 

Ayrıca filmde bir korku durumu da oluşturulmuştur. “Makineler” İnsanlığın esas rakibi makinadır, duyuları öldürür ve tenimizi çeliğe dönüştürür. Filmde modernite kavramı oldukça göze çarpar. Başta kapitalizm arkasından bürokrasi, kentsel dönüşüm, endüstriyel gelişimler vardır. Politik bir çatışma da hakimdir. Filmde mekan yolu araçlar mevcut. İmparatorluk Büyüyor ve siyasal otorite oluşuyor. Şimdi ve gelecek ele alınıyor. 

Charlie Chaplin filmi bir uyarıcı mesaj niteliğinde yapmıştır. Film esasen güçlü etkileri oluşturur. Kitle iletişim araçlarının, toplum üzerindeki etkisi. Walter Lippmann’ ın “Public Opinion” kitabında bahsettiği gibi dışımızdaki dünya ve kafamızın içindeki görünümlerin ilişkisi. Bu görünümler birleşerek kamuoyunu oluşturur ve kitle araçlarına aktarılır bunun sonucunda da toplumun yaşam alışkanlıkları bir noktada değişir. Marshall Mcluhan’ ın dediği gibi “ medya varlığımızın bir uzantısıdır.”