Cinsiyetçiliğin İlk Kez Yapılan Uluslararası Tanımı

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, uluslararası olarak kabul edilen ilk tanımını içeren cinsiyetçiliği durdurma amaçlı öneri metnini kabul etti.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, toplumda süregelen cinsiyetçilik bilincini arttırmış olan #MeToo ve diğer uluslararası kampanyalara yanıt olarak, cinsiyetçiliğin uluslararası olarak kabul edilen ilk tanımını içeren öneri metnini kabul etti.

 “Tüm sektörlerde ve tüm toplumlarda yaygın ve mevcut olan cinsiyetçilik ve cinsiyetçi davranış bu yollarla kökleştiği ve cinsiyet klişelerini güçlendirdiği” gerekçeleri altında; reklamcılık ve medyadan istihdama, adalet sektörüne, eğitim ve spora kadar yaşamın her alanında mücadele edilebilmesi için cinsiyetçilik ilk defa özel bir yasal araçta tanımlandı.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen tavsiye metni devletlerin cinsiyetçilikle mücadelelerini yaşamın her kesiminde hızlandırmaları gerektiğini belirtti.

Metinde cinsiyetçiliğin kadınlar ve erkekler arasındaki “tarihsel olarak eşit olmayan güç ilişkilerinin” dışavurumu olduğunun altı çizilmekte. Bunun da ayrımcılığa yol açtığını ve kadınların toplumda gelişmelerini engellediği öne sürülmekte. 

 Cinsiyetçilik; 

1.     Bir kişinin veya bir grubun haklı saygınlığını veya haklarını ihlal etmek; veya

2.     Fiziksel, cinsel, psikolojik veya sosyo-ekonomik zararlarla bir kişiye veya bir gruba zarar vermek; veya

3.     Korkutucu, düşmanca, aşağılayıcı, küçük düşürücü veya rahatsız edici bir ortam yaratmak; veya

4.     Özerkliğe bir engel oluşturmak ve bir insan ya da bir grup tarafından insan haklarının tam olarak gerçekleştirilmesi; veya

5.     Cinsiyet klişelerinin korunması ve güçlendirilmesi 

amaçlarıyla “bir kişinin veya bir grubun, çevrimiçi veya çevrimdışı olsun, kamusal alanda veya özel alanda meydana gelen ve cinsiyetleri nedeniyle aşağılık olduğu fikrine dayanan her türlü eylem, jest, görsel temsil, sözlü veya yazılı kelime, uygulama veya davranış, amacı veya etkisi” olarak tanımlandı. 

Tavsiye metni ayrıca, dilin ve iletişimin “eril modelin hegemonyasını kutsallaştırmaması gerektiğini” vurgulamaktadır. Eğitim, bilinçlendirme ve cinsiyetçi davranışları önlemek için klişeleşmeyen iletişimin kullanılmasını önermektedir. Buna cinsiyetçi ifadelerin kullanımının sona ermesini ve cinsiyete duyarlı bir dil kullanılmasını örnek olarak gösterilmektedir.

Metin aynı zamanda yeni teknolojilere de odaklanmaktadır. İnternet ve sosyal medya, ifade özgürlüğünü ve cinsiyet eşitliğini destekleyebilse de, “faillerin kötü niyetli düşünceleri” ifade etmesine ve kötü niyetli davranışlarda bulunmasına izin verebilir.

Ve son olarak Tavsiye Metni üye devletlerin hükümetlerinden;

·     Cinsiyetçilik ile kamusal ve özel alanlarda tezahürlerini önlemelerini ve bunlarla mücadele etmek için tedbirler alınmasını ve ilgili Tavsiye Sahiplerini bu Tavsiye Kararına eklenen tanım ve kılavuzları kullanarak uygun yasalar, politikalar ve programlar uygulamaya teşvik edilmesini;

·     Bu Tavsiyenin uygulanmasındaki ilerlemeyi izlemelerini ve alınan tedbirlerin ve bu alanda elde edilen ilerlemelerin yetkili Avrupa Konseyi yönetim kuruluna / komitelerine bildirmelerini;

·     Ek’inin de dahil olduğu bu Tavsiye Kararının ilgili makamlara ve paydaşlara tercüme edilmesini ve dağıtılmasını (erişilebilir formatlarda) sağlamalarını, talep etmektedir.