Coğrafya Kaderdir/ Tüfek, Mikrop ve Çelik

Siyah ve beyaz insanın arasındaki eşitsizliğin kökeni: coğrafya.

Gelişmiş ve gelişmemiş toplumlara baktığımızda ikisinin arasındaki farkın, toplumun zeka seviyesi olduğu düşünülebilir. Ancak bunun çok da doğru bir düşünce olmadığını bize düşündürebilecek bir yazarla karşı karşıyayız: Jared Diamond.

Jared Diamond, Californiya Üniversitesi'nde coğrafya profesörü olarak görev yapmaktadır.Diamond'ın 'coğrafya, kaderdir' düşüncesini yazmış olduğu 'Tüfek, Mikrop ve Çelik' adlı kitabından öğreniyoruz. Konuya dönecek olursak kitap ilk olarak Diamon'ın Papua Yeni Gine'de tanışmış olduğu Yali'nin ilginç sorusu ile başlar. Yali, 'Beyaz adamın bu kadar çok kargosu varken neden biz Yeni Gineli'lerin bu kadar az?' sorusu ile Diamond'ın kafasında soru işareti bırakmıştır. Çok uzun süredir Yeni Gine'de bulunan Diamond, buradaki yerlileri uzun uzun incelemiş ve onlarla arkadaşlıklar kurmuştur. İnsanları incelediğinde, onların Avrupalı beyaz insanlardan hiçbir zeka farkının olmadığını hatta daha fazla zeki olduklarını görmüştür. Doğada tek başına kalıp kendilerine çok hızlı bir şekilde kulübe yapıp hayatta kalabileceğini ancak kendisinin veya şehirde yaşayan bir beyazın bu kadar hızlı bir şekilde kulübe hazırlayıp hayatta kalamayacağını farketmiştir. Papua Yeni Gine'de yaklaşık 50 bin yıldır yerleşimin olmasına rağmen ondan daha az yerleşim tarihine sahip Amerika kıtasının gelişmişliği aynı seviyede değildir. Bunun sebebi Papua Yeni Gine'nin Avrasya kıtası içerisinde yer almamasıdır.

Avrasya kıtasına baktığımızda birçok gelişmiş medeniyetin olduğunu görmekteyiz. Bereketli Hilal'de yer alan Mezopotamya bölgesi, Antik Mısır bunlara basit bir örnektir. Buradaki toplumlara baktığımızda, coğrafi konum açısından stratejik bölgede bulunmaları medeniyetlerin birbiri ile ilişki kurarak gelişmelerini tetiklemiştir. Basitçe örnek vermek gerekirse kağıdı Çinli, matbaayı ise Avrupalılar icat etmiştir. Avrupa ve Çin'in arasında kilometrelerce uzaklık olmasına rağmen etkileşim imkanları başka bir kıtada bulunan Amerika veya Papua Yeni Gine'den daha fazladır.

Osmanlı'nın geçiş yolları üzerindeki egemenliği sebebiyle başka imkanlar ve yerler keşfetme ihtiyacı duyan Avrupalı'lar, yanlarına tüfek, mikrop ve çeliği de alarak ilkel topraklara ayaklarını basmışlardır. Burada insan doğasının ne kadar vahşi olduğunu görebliriz. Zira gittikleri yerlere barışı götüreceklerini iddia etmelerine rağmen barıştan çok savaşı ve vahşeti yanlarında götürmüşlerdir. Papua Yeni Gine'ye gelen Avrupalı'lar, ada halkı tarafından şaşkınlıkla karşılanmışlardır. Yeni Gineli'ler adaya gelen Avrupalı'ların yanlarında getirmiş oldukları eşyaları büyük bir şaşkınlıkla karşılamışlardır. Fotoğraf makineleri, uçaklar, pikap gibi metropol insanına gayet sıradan gelen eşyalar onlar için tapılası şeylerdir. Beyaz insanın kendilerinden daha üstün olduklarını düşünmüşlerdir ve silah teknolojisi açısından yetersiz olmaları, beyaz insanların kendilerine işkence etmelerine sebep olmuştur.

Amerika kıtasına baktığımızda ise durum Yeni Gine'den farklı olmamıştır. Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfetmesi ile coğrafi keşiflerin önü açılmıştır. Kolomb, Amerika kıtasına ayak bastıktan sonra yerli halkla ilk başta barışçıl ilişkiler kurmuştur ancak daha sonrasında bu ilişkiler vahşileşmiştir.


Yeni dünyadaki en güçlü devleti olan İnka İmparatorluğu, İspanyol fatih Francisco Pizarro tarafından ele geçirilmiştir. İspanyol'lar yanlarında tüfek ve çeliğin haricinde Avrasya kökenli mikropları da getirmişlerdir. Beraberlerinde getirmiş oldukları çiçek hastalığı, İnka İmparatorluğunda bulunan yerlilere hızlı bir şekilde bulaştı. Bağışıklığı olmayan yerli halka hızlıca bulaşan bu hastalık, aynı hızla yerli halkın sayısının giderek azalmasına sebebiyet vererek İspanyol'ların imparatorluğu ele geçirmeleri daha da kolaylaşmıştır. Amerika kıtasında hayvan çeşitliliğinin az olması ve mevcut olan hayvanlardan da fazla hastalık bulaşmaması, yerli halkın hastalıklara karşı bağışıklığının olmamasına sebep olmuştur. Kısacası mikrop silah olarak kullanılmıştır.

Jared Diamond'a göre beyaz insanın, siyah insandan tek farkı coğrafi şartlarının daha avantajlı olmasıdır. Bu durumun haricinde genetik olarak beyazların hiçbir üstünlüğü yoktur.

Jared Diamond'ın otuz yıl boyunca bu konu üzerinde çalışıp yazmış olduğu 'Tüfek, Mikrop ve Çelik' kitabı, "Coğrafya kaderdir." cümlesini mantıklı bir şekilde açıklamaktadır. Kitabının yanı sıra kendisinin de içinde bulunduğu bir belgesel de mevcuttur.