Dijital Çağda Duyarsızlık
Sürekli Olumsuz Bilgi Akışının Etkileri
Dijital duyarsızlık, bireylerin dijital platformlarda sıklıkla karşılaştığı olaylara, durumlara veya bilgilere karşı duyarsız hale gelmesini ifade eder. Dijital platformların kullanımının artmasıyla yaygın hale gelen duyarsızlık hali, özellikle sosyal medyada sürekli olarak felaket, kriz ve şiddet içerikli haberlere maruz kalmanın bir sonucu olarak ortaya çıkar. İnsanlar başta bu tür olaylara güçlü duygusal tepkiler verirken zamanla aynı türde içeriklerin sürekli tekrar etmesiyle alışkanlık geliştirirerek hassasiyetini kaybetmeye başlar. Ayrıca bilgi akışının hızla devam ettiği dijital çağda, bireylerin bir olayı tam olarak sindiremeden diğer bir olayla karşılaşması ve ilginin sürekli yeni olaylara kayması, empati seviyesinin azalmasına ve toplumsal gündemlere karşı ilginin kaybedilmesine neden olur.
Duyarsızlığın bir diğer nedeni ise olumsuz içerikli haberlere bu denli yoğun maruz kalmanın bireylerde duygusal tükenmişlik yaratmasıdır. Bu tükenmişlik, aşırı stres ve duygusal yüklenmeyi azaltmak için bilinçaltının savunma mekanizmasını harekete geçirerek duyarsızlaşmayı kendini koruma yöntemi olarak kullanır.
Dijital duyarsızlık, toplumsal düzeyde büyük etkiler yaratabilir ve olumsuz birtakım sonuçları olabilir. Bireyler, acı ve şiddet içerikli haberlere sıklıkla karşılaşmanın bir sonucu olarak empati yeteneklerini kaybederek toplumsal sorunlara, acı çeken veya yardıma ihtiyacı olan insanlara karşı ilgisiz hale gelebilir. Özellikle felaketler, savaşlar veya çevre krizleri gibi büyük etkileri olan olaylara karşı kayıtsızlık söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra olumsuz olaylar normalleştirilerek çözüm yolları arama konusunda adım atma isteği zayıflayabilir. Tüm bunların toplamı olarak bu kayıtsızlık zamanla toplumsal bağları zayıflatabilir ve insanları bir araya getiren dayanışma kültürünü zedeleyebilir.
Nasıl Başa Çıkılır?
Dijital duyarsızlığın önüne geçmek için başvurulabilecek bazı çözüm yolları elbette var. Bireysel olarak öncelikle dijital medya tüketimini sınırlamak büyük önem taşımaktadır. Sürekli olumsuz içeriklere maruz kalmamak için medyaya harcanan vakti kısıtlamak bunun yanı sıra içeriklerin kalitesine dikkat etmek gerekmektedir. Zihinsel sağlığı korumak ve olumsuz durumları kanıksamamak adına zaman zaman dijital detoks yapmak yararlı olmaktadır.
Bir diğer çözüm ise medya tüketimine harcanan zamana ve tüketilen içeriklere dair bilinç oluşturmaktır. Bu bağlamda medya okuryazarlığı ve dijital okuryazarlık eğitimi ön plana çıkmaktadır. Medyada sunulan içeriklerin arka planını görebilmek, bu içerikleri yorumlayabilmek ve eleştirebilmek, duyarsızlaşmanın önüne geçebilir. İnsanlar, çevrim içi dünyada karşılaştıkları içeriklere karşı bilinçli hale geldikleri takdirde hem kendilerini koruyabilir hem de daha duyarlı bir tutum geliştirerek toplumsal bağların ve dayanışmanın güçlenmesine katkıda bulunabilir.