Dizilim

Dizilim oyunu hakkında birkaç safsata.

Dizilim oyunu üzerine birkaç safsata.

Neden tiyatro oyunlarını izleriz ? Hiçbir fikrim yok. Fakat her sene izlediğim oyunların listesini tutuyorum ve bu yılda en az kırk oyun izlediğimi gösteriyor. Bu birikintide ise tiyatro oyunu beğeni kriterlerim sıklıkla değişiyor. İzlediğim filmler, okuduğum kitaplar, sohbet ettiğim insanlar kısacası etkilendiğim her şey ile beraber beğenilerim de değişiyor. Bu değişim içerisinde varlığını koruyan tek şey tiyatroya gitmem, sandalye veya koltukta otururken her sahnenin kendine has kokusunu içime çekerken ( bu koku önemli çünkü bazı sahnelere sırf kötü koktukları için gidemiyorum ama en içten sevgim ve rutubet kokusuna karşı bir takım yöntemlerle beraber desteğimi iletiyorum) kendimi çok mutlu hissediyorum. Bu mutluluk halinin oyun başlarken bozulduğu ya da katlanarak arttığı anlar oluyor. Bir tiyatro oyunu çıkarmak oldukça zor ve meşakkat gerektiren bir iş. İnsanları iyileştirmiyor ( tıbbi anlamda ) ya da yarattıkları şey ile hayatlarını kurtarmıyor fakat çok zor bir iş. Ondan ötürü eğer bir oyun sahneye çıkmayı, seyirci karşısında oynamayı başarmışsa gerçek bir tebriği hak ediyor. Tabi beraberinde bir takım eleştirileri de...

Dizilim, Yoyo Tiyatro'nun ikinci oyunu, bir önceki oyunları Neredeyse Kusursuz'u da izlemiştim. Ondan ötürü yeni oyunlarını da izlemek istedim. Oyun, Arun Larka'nın sanırsam ikinci oyunu, Türkçeye ise çevrilen ilk oyunu. Yeni bir yazar olması ile de oyunla ilgilenmiştim. Oyunun kişileri şu şekilde ; dünyanın en şanslı adamı (Theo ) ve onun bu şans sırrını çözdüğünü iddia eden Cynthia ile şansız öğrenci Bay Adamson ve onun hocası aynı zamanda kök hücre tedavisi çalışmalarında bulunan, şans konusunda bir keşif yapmak isteyen Dr. Guzman. Sahne, ikiye bölünmüş şekilde bir tarafta Cynthia ile Theo diğer tarafta ise Dr. Guzman ile Bay Adamson, bu iki ayrım simultan sahne tasarımı düşüncesinde oluşturulmuş fakat oyunun genel akışında bir taraf oynarken diğer taraf 'donuk' durmakta. Bu iki ayrımda kişiler birbirleriyle de iletişim kurabiliyorlar. Reji tercihleri bakımından keyifli estetik görsellerinin varlığından bahsedebiliriz ( Dr. Guzman'nın çeyrekliği eliyle uzattığı ve her uzattığı anda para şıkırtısı sesi geldiği sahne ) bunun haricinde koreografi ve hareket tasarımı oyunun karmaşık yapısına basit kalmış. Cynthia'nın bir anda dönerek veya bacağını açarak sahnede dolaşmasına anlam veremedim, gereksiz buldum. Tek sevdiğim koregrafi, Bay Adamson'ın ayağa kalkmaya çalıştığı ve Theo'nun koştuğu koreografi oldu. Oyunun karmaşık yapısından kastım ; bir takım matematiksel ifadelerin bulunduğu ve böylesi bir yapıda oyunun kurulmuş olmasıydı. Bu karmaşık yapı oyunun tüm unsurlarına tesir etmesi halinde metin ile bağlı bir estetiğin oluşabileceği düşüncesindeyim. Fakat bu esnada düşüncelerimin bir önemi yok.

Oyun, tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan çıkar ? Sorusu gibi bir takım paradoksları dile getiriyor. Şanslı olmak veya olmamak, şansın matematiksel bir karşılığı olması veya olmaması, bir parayı havaya attığımızda yazı veya tura gelmesi ya da gelmemesi. Tüm bunlar ihtimal dahilinde ve bildiğimiz şeyler fakat ee, sonrası ?

Şanslıyız veya değiliz, tavuk yumurtadan çıktı ya da çıkmadı açıkçası bize ne ? Tüm bunların oluyor oluşu ve hayatımıza etkisi mevcut, hepimiz de farkındayız fakat bu bir etki yaratmıyor, en azından bana yaratmadı. Kastım bir anlam yaratımı değil, oyunun verdiği anlam gibi bir şeyi aramıyor ya da sorgulamıyorum. Derdim; oyun metninin ve sahnelenmesinin hiçbir etki yaratmaması.

Hayat bazen çok şey ifade ederken, anlamlıyken bazen de tam tersi olabiliyor. Tiyatro da benzer. Ondan ötürü izlediğim oyunlarda bir anlam aramıyorum. Aradığım ve de beğendiğim şey bir şeyler ifade etmesi veya önemli konulara değinmesi de değil. Bir etki yaratması, bulunduğunuz mekanda oturduğunuz koltukta size bir şeyler yapması, gördüğünüz şeyin, duyduğunuz sesin tiyatronun tüm unsurlarının bir etki baloncuğu içerisinde etrafınızda usulca uçması... Ne yazık ki Dizilim, bu etki baloncuğunu bende yaratamadı. Siz de yaratması dileğimle, oyunu izlemenizi mutlaka öneririm.