Elizabeth Dönemi İngiliz Tiyatrosu
Yaratıcılık ve Hikâye Anlatımının Altın Çağı
On altıncı yüzyılın sonları ve on yedinci yüzyılın başlarında, İngiliz tiyatrosu Londra’da gelişti. Bu dönem, Kraliçe I. Elizabeth, I. James ve I. Charles’ın yönetimindeydi. Elizabeth, 45 yıllık hükümdarlığı boyunca ülkesinin karşı karşıya olduğu pek çok sorunla mücadele etti. Yabancı istilası tehdidine, dini hoşgörüsüzlüğe ve veba salgınına rağmen, Elizabeth ulusu bir altın çağa yönlendirmeye çalıştı. Son derece eğitimli bir liderdi. Elizabeth’in hükümdarlığı sırasında tiyatrolar daha popüler hale geldi. Bu nedenle, Elizabeth’in sahne sanatlarına katkısı tiyatroyu bir meslek ve edebi tür olarak teşvik etmek ve desteklemek üzerine oldu.
Shakespeare’in tiyatro topluluğu Lord Chamberlain’s Men, 1599 yılında Globe Tiyatrosu’nu inşa etti. Globe Tiyatrosu, sadece oyunların sergilendiği bir yer olmakla kalmayıp orada gerçekleşen büyüleyici etkinliklerle de eğlence sunan bir mekândı. Oyunlar izleyiciye değerli dersler verdiği için Elizabeth dönemi boyunca bir oyunu izlemek için en iyi yerlerden biri olarak kabul ediliyordu. Çeşitli bir izleyici kitlesine sahipti; zengin elitler ve halk bir araya geliyordu. Elizabeth dönemi tiyatrosunun en dikkat çekici özelliklerinden biri, sahnede kadın oyuncuların olmamasıydı. Toplumsal normlara göre oyunculuk, kadınlar için uygun bir meslek olarak görülmediği için kadın rolleri makyaj ve elbise giyen genç erkekler tarafından canlandırılıyordu. 17. yüzyılda İngiltere’deki toplumsal cinsiyet dinamikleri fikrini göz önünde bulundurmak oldukça önemlidir. Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet hakkındaki düşünceler, kadınların yasal hakları ve kadınlıkla ilgili toplumsal beklentiler, Shakespeare dönemi ve Elizabeth döneminde tiyatronun nasıl icra edildiği üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Kadınların yasal haklarına getirilen diğer kısıtlamaların yanı sıra, kadınlar toplumsal rollere uygun hareket etmeleri için büyük bir baskı altındaydılar. Kadınların sessiz, itaatkâr ve evlerine bağlı olmaları; evlilik, çocuk yetiştirme ve ev işleriyle uğraşmaları bekleniyordu. Bu nedenle, halka açık bir şekilde sahnede oyunculuk yapmak uygun görülmüyordu.
Günümüz tiyatrolarındaki sahnelerle karşılaştırıldığında, Elizabeth dönemi sahnesi oldukça küçüktü. Sahnenin arkasındaki iki kapı, oyuncuların giriş yapması için kullanılıyordu. Shakespeare’in oyunlarında genellikle dekor eksikliği göze çarpar. Bunun birkaç nedeni vardır: Birincisi, mali destek yetersizliği; ikincisi ise ekibin hafif seyahat etmek zorunda olmasıydı çünkü Shakespeare, oyunlarının çeşitli yerlerde sahnelenebileceğini biliyordu. Kostümlerin çoğu bağışlanmış ya da ikinci el satın alınmıştı. Sınırlı kaynaklara rağmen Elizabeth dönemi tiyatro ekibi, heyecan verici performanslar yaratacak kadar yaratıcıydı. Bu yaratıcı yaklaşımları, izleyicilerin oyun evrenine tam anlamıyla dalmasını sağladı.
Ayrıca, Elizabeth dönemi izleyicilerinin tiyatroya oyunları görmek için değil, duymak için gittiğini belirtmek önemlidir. Bu nedenle, ses ve ritim kullanımı, izleyicinin dikkatini çekmek için büyük önem taşıyordu. William Shakespeare’in yanı sıra, dönemin birçok diğer oyun yazarı da vardı; bunlar arasında Christopher Marlowe, Ben Jonson, John Webster, Thomas Kyd, Thomas Middleton ve Thomas Heywood yer alır. Genç yaşta hayatını kaybetmesine rağmen Marlowe’un blank verse (kafiyesiz ölçülü şiir) tarzının Shakespeare’in eserlerini etkilediği bilinmektedir. Marlowe’un en bilinen eserleri, Doctor Faustus ve Tamburlaine the Great edebiyatta etkisini ortaya koymuştur.
Elizabeth dönemi tiyatrosu, yaratıcı yeniliklerin ve sanatsal geleneklere bağlılığın öne çıktığı bir dönem olarak karakterize edilmiştir. Bu tiyatro, hikâye anlatımına büyük önem verilen bir dönemde gelişti. Globe Tiyatrosu gibi tiyatrolar, dekorasyon çeşitliliği ve kullanılan sahne aksesuarlarıyla büyüklük hedeflenerek tasarlandı. Günümüz dramaları, Shakespeare ve o dönemin diğer yazarlarının yaratıcılığından doğmuştur.