Fahişe ve şair: Veronica Franco

Üst tabakadan olan müşterileri, düşünceleri, feministliği ve edebiyata olan katkılarıyla tanınan bir isimdi.

Venedik’in soylu ailelerinden birinde dünyaya gelmişti Veronica. Annesi de kendisi gibi bir fahişeydi, hem de üst düzey bir fahişe. Alt tabaka fahişelerinden farklı olarak iyi eğitim almış, müzik, sanat, edebiyat konularında bilgili bir kadındı ve Veronica da annesi gibi üst düzey bir fahişeydi. Erkek kardeşleri için tutulan özel eğitmenlerden ders almış, annesinden de fahişeliğin inceliklerini öğrenmişti.

Kadın olmanın zor olduğu; kadının tek görevinin eş, hizmetçi veya rahibe olmak olduğu dönemlerde entelektüel bir fahişe olmayı seçmişti Veronica. Ve bunu açıkça ifade etmekten, geçim kaynağının fahişelik olduğunu belirtmekten de utanmıyordu.

Venedik'in en seçkin fahişelerinden olan Veronica, sadece yataktaki becerileriyle değil ayrıca sanatıyla da büyülüyordu müşterilerini. Şiire olan düşkünlüğü ve bu konudaki yeteneği ona farklı bir geçim kaynağı da sağlamıştı. 1575 yılında şiir kitabını yayımladı. Şiirlerinde bir fahişe olduğunu, müşterilerini nasıl mutlu edeceğini belirtirdi ve aynı zamanda kadın haklarını da savunurdu.

Veronica 1575 senesinde, Avrupa nüfusunun yarısını yok eden Kara Veba yüzünden evinden ayrılmak zorunda kaldı. İki sene sonra Venedik'e geri döndü ve hiçbir şey artık eskisi gibi değildi. Eski görkemli günleri geride kalan Veronica, engizisyon mahkemesi tarafından cadılık ve büyücülükle suçlanmıştı. Veronica gibi fahişelerin insanların ahlakını bozduğunu ve salgının bu yüzden Tanrı tarafından verilen bir ceza olduğunu düşünenler, onun ve onun gibilerin cezalandırılmasını istemişlerdi. Veronica kendini onurlu bir şekilde savunduktan sonra hakkındaki suçlamalar düşmüştü (bazı kaynaklarda Venedik soyluları ile olan bağlantısının da suçlamasının düşmesinde yardımcı olduğu belirtilir). Fakat engizisyon mahkemesi itibarını zedelediği için bir daha hiçbir zaman eski ününe geri kavuşamadı ve yoksulluk içinde öldü.

Veronica Franco, dönemin önemli feministlerinden, edebiyatçılarından ve hayırseverlerinden biriydi. Tarihe adını "Namuslu Fahişe" olarak kazıtmış olan bu kadın, düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinmemiş ve kendinden ödün vermeyip haklarını savunarak kadınlara örnek olacak bir figür haline gelmişti.

Bu etkili kadının hayatı; Chicago Üniversitesi'nde bir teze, Margaret Rosenthal'ın romanına ve Dangerous Beauty ( Tehlikeli Güzellik) isimli bir filme konu olmuştur.