Gazze Üzerine Bir İç Hesaplaşma

Suçlu kim? Hesabı kim, nasıl verecek?

Bu aralar herkes birbirini suçluyor. Herkes birbirinden yardım bekliyor. Eğer bir gün senin başına gelecek olan benim başıma gelirse ne yapacağım? Bunun bilincinde değil kimse. Herkes kendi sorumluluğundan kurtulmak için başkasına sorumluluk yüklüyor. Yalnızca Bizler miyiz suçlu olan yoksa hükümetler mi? Kimse elini taşın altına koymuyor ama başkasından elini taşın altına komasını istiyor kimse asıl vazifesi olanı yapmadığı halde eleştiri yapmayı nasıl görevi gibi üstleniyor! Farzı yapmak evvelden gelir ama bizler riyakar şekilde kendimizi avutuyoruz. Bu belanın def’i ne şekilde olur. Gökten bir vahiy mi bekliyoruz, bir cihat çağrısı mı? Başımızdakiler kararlı olsaydı peki onların çağrısına uyabilecek miydik? Kendimizi sorgulayalım. Her gece bebekler ölürken uyuyabilmek, yemek yiyebilmek, su içebilmek, hatta yaşayabilmek ne kadar ağır geliyor bana anlayabiliyor musunuz? Bu yüzsüzlük beni içten içe duyarsızlaştırdı. Artık tahammülüm kalmadı o kadar insanın, bebeğin, kadının, masumun göz ardı edilmesine! Ben açıkça söylüyorum riyakarım, duyarsızım, bencilim. Allah ıslah etsin. Ama bunu bilmek önemli. Eskiden haliyle ölümden korkar bir varlıktım mesela. Ama artık küçücük masum çocuklar acılar içinde ölürken benim bu korkuya kapılacak yüzüm kalmadığını düşünüyorum. Ben ki keyfim yerimde hayatımı sürerken insanlar çocuklar orada yaşamı geç ölümle pençeleşiyor. Benim vicdanımda derin bir acı var ama duyarsızlaştım. Duyarsızlığın başladığı günü hatırlıyorum. Ekim’de hastane bombalandığında bekliyordum gözyaşı içinde bir şey olmasını ama olmadı o gün bunların düzelmesi inancımı kaybettim. Eğer o gün bir şeyler olsaydı duyarsız kalamazdım. Gereği neyse onu uygulamak zorundaydım. Keyfime kalmış bir durum yoktu ortada. Keyfimin sırası değildi ama artık bir inancım kalmadı. Çünkü her şeyi başkasından bekler oldum. Herkes her şeyi başkasından bekliyor ya hani! Ve bir gün İnşallah düzelecek ama nasıl hesap vereceğiz bilemiyorum. O mazlumlar hakkını alacak elbet ama biz o gün hangi yüzle hesap vereceğiz! O çetin gün biz yandık…