Gentleman Jack İzlemeniz İçin 5 Sebep!

Sürükleyici bir dizi arayışında olanlar için harika bir HBO dizi önerisi!

"Gentleman Jack", Sally Wainwright'ın kitaplarına dayanan ve aslında Anne Lister tarafından bir günlük olarak yazılan iki sezona uyarlanmış bir dizidir. Dizinin ilk sezonu 2019'da, son bölümü ise 2022'de yayınlandı. Tarihî bir drama olarak, dönemin gerçeklerini çok iyi yansıttığını söyleyebiliriz.

19. yüzyıl İngiltere'sinin toplumuna ve bürokrasisine tanıklık ederken, dizi boyunca çok ilgi çeken bir gerçek de var: Anne Lister, o dönemin toplum baskısına rağmen kendini gizlemeye çalışmayan bir eşcinsel kadındı. Üçüncü sezon iptal edilse de Gentleman Jack bazı nedenlerden dolayı kesinlikle izlenmesi gereken bir yapım.

1- Gentleman Jack bir HBO Dizisi!

Dizi izlemeye düşkün olan herkes, Game of Thrones, Succession, Euphoria, The Sopranos, House of the Dragon gibi HBO yapımlarının kalitesini bilir. HBO, kendi kendinin finansal kaynağı olduğundan dolayı sponsor baskısı ile uğraşmaz, bu da diğer yapım şirketlerine göre daha fazla yaratıcı ve özgür olmasına olanak sağlar.

Game of Thrones'tan da gördüğümüz gibi HBO, dizilerini üretirken masraftan kaçınmaz. Ayrıca yaratıcılığı teşvik eder ve büyük esneklik sağlar. Diğer yayın ağları genellikle sezonda 12+ bölümlük diziler üretirken, HBO genellikle bunu 10 bölümle sınırlar ve böylece oyunculara ve yapımcılara elinden gelenin en iyisini sunma fırsatı verir. Bu nedenle, bir HBO dizisinin yeni sezonunu beklemek aylar yıllar sürecek olsa bile bunun değeceğinden emin olabiliriz. Bu standartlar, Gentleman Jack'e de uygulanmıştır. HBO ve BBC One'ın kalitesiyle, bir sonraki bölüme başlarken zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyeceksiniz bile.

2- Başarılı Oyuncu Kadrosu ve Mekânlar

Bir filmin muhteşem olmasına katkıda bulunan en önemli faktörlerden biri oyuncu kadrosudur. Gentleman Jack'teki oyuncular, karakterlerine mükemmel bir şekilde uyum sağlamıştır ve sadece görünüşlerine bakarak bile bu gerçeği görmek mümkündür.

Suranne Jones, dik duruşu, kendinden emin ses tonu ve yüz hatlarıyla Anne Lister'ı mükemmel bir şekilde canlandırıyor. Lister'ın karakterinin tam zıttı olarak, Sophie Rundle, sevgilisi Ann Walker'ı masum ve samimi gülümsemesi, endişeli bakışları ve tereddütlü duruşuyla kusursuzca canlandırıyor. Diğer tüm yan karakterlerin, özellikle Anne Hala, Kaptan Sutherland, Mariana Lawton, Mr. Abbott ve Eugenie'nin, oyuncular tarafından etkileyici bir şekilde sahneye konduğuna inanıyorum.

Ayrıca, dizinin çoğunlukla çekildiği Shibden Hall, yüzyıllar boyunca yaşanan tarihî olaylara şahitlik etmiş olmanın yanı sıra, hafif karanlık bir tonla dikkat çeken olağanüstü ve detaylı bir mimariye sahiptir, bu da bazıları tarafından "Wuthering Heights" havası verdiği şeklinde tanımlanmıştır.

3- 19. Yüzyıl İngiltere'sinde Yaşanan İlgi Çekici Tarihî Olaylar

Tarih kitaplarına göre Britanya İmparatorluğu en parlak dönemini 1800'lerin ilk yarısında yaşamıştır. Ancak bu betimleme tartışmaların veya düzensizliklerin olmadığı anlamına gelmez. Dizide tasvir edilen bu tartışmalardan biri 1835 seçimleriyle ilgilidir.

Toryler (muhafazakarlar) ve Radikaller (işçi sınıfı) arasındaki gerilim o kadar yüksekti ki seçim sonuçlarının ardından ayaklanmalar patlak verdi. Gentleman Jack, bu düzensizlikleri ekrana gerçekçi bir şekilde yansıtıyor. İzleyiciler, isyancıların öfkesini hissedebilir, yüksek statüdeki insanların gözlerindeki korkuyu görebilir ve kasabanın harabeye dönmüş görüntüsü karşısında kalpleri sızlayabilir.

Erken 1800'lerdeki önemli gelişmelerden bir diğeri ise buharlı trenlerin yaygınlaşmasıydı. O günlerde at arabalarının en hızlı ulaşım aracı olduğu düşünüldüğünde, buharlı trenlerin hızı halk için şok ediciydi. İnsanlar, trenle seyahat eden kadınların rahimlerinin düşmesi veya dizide gördüğümüz gibi, trenle taşınan ineklerin hız nedeniyle patlamaları gibi olağan dışı senaryolara inanıyorlardı. Bu, halkın yetersiz bilgilerle teknolojideki gelişmelere nasıl tepki verdiğine dair çok gerçekçi bir örnektir.

4- 1800'lerin Başında Toplumda ve Hukukta Eşcinsellik

Anne Lister, hafif maskülen fiziksel görünüme, yüksek eğitim seviyesine, yüksek sınıf statüsüne ve kendine miras kalacak bazı arazilere sahip olan bir lezbiyen kadındı. İki sezon boyunca, Ann Walker ile sağlıklı bir romantik bağ kurma çabalarını gördük. Bu ikili arasındaki sorunların yanı sıra toplumdan da tepkiler yağıyordu. İkili arasındaki "sıradışı yakınlığı" fark eden insanlar onlardan korkuyordu.

Toplum bu durumun benzerini önceden iki erkek arasında gördüğü için bu iki kadın arasındaki ilişkiyi bilmekten bile korktular. Bu noktada hukukun eşcinselliğe yaklaşımını fark ediyoruz. İki erkek böyle bir yakınlık içinde yakalanırsa, cezaları idamdı. Ancak, aynı durumdaki iki kadın için hiçbir yasa yoktu. Dahası, bir zamanlar iki kadının "sıradışı" ilişki yaşadığını iddia eden biri olduğunu öğreniyoruz. Bu kişi, onların ciddi bir şekilde cezalandırılacağını düşünüyordu; ancak bu iki kadın, toplumdaki statü ve konumlarını lekeleyen kişiye dava açtılar. Sonuç ne mi? Davayı kazandılar.

Öte yandan, yasalar bir yükümlülük ortaya koymasa da lezbiyen çiftler toplumdan dışlanma ile karşı karşıya kalıyorlardı. Yaptıkları şey bir günah olarak kabul ediliyordu ve kimse onlarla ilişkilendirilmek istemiyordu. Gentleman Jack'te, Anne Lister halk onu cinsel kimliğinin ötesinde görsün diye insanlara sadece normal biri olduğunu, tutarlı özellikleri ve karakteri olduğunu göstermeye çalışıyor. İşe yarıyor mu? Sadece onu iyi özellikleriyle seven insanlarda. Lister'ın kendini kabullenmiş olmasına rağmen, Ann Walker kendine dair bu yeni keşfinden dolayı bir mental çöküşe girdi. Diziyi izleyerek yasaları, toplumun yaklaşımını ve hatta insanların bu konudaki psikolojisini öğrenebiliyoruz.

5- Dizide Öne Çıkan Hem Benzersiz Hem de Stereotipik Karakterler

Anne Lister'ın dizideki tasviri bize ne kadar eşsiz olduğunu gösteriyor. Eşcinsellik, İncil'e göre bir günah olarak kabul edilirken Anne bu yönden Hristiyanlığın kurallarını çiğnemiş oluyor. Yine de Tanrı onu bu şekilde yarattığı için bu durumun doğal bir varoluş şekli olduğunu, yanlış veya günah olmadığını savunur. Onun toplum ve yasalar tarafından kabul edilme ihtiyacından dolayı ilerici, hatta belki de solcu olmasını beklerdim. Şaşırtıcı bir şekilde, sağlam bir muhafazakâr olduğunu görüyoruz.

Anne o dönemde sıradışı görülen ve dışlanmaya sebep olan kendiyle aynı cinsiyette biriyle evliliğine rağmen, kendisinden daha düşük statüde bir erkekle olduğu için Marianne'ın evlilik isteğini onaylamaz, ki bu bana ikiyüzlü bir durum gibi hissettirdi. Çok fazla spoiler vermemek için Anne Lister'ın benzersiz karakteriyle bizi nasıl şaşırttığına dair daha fazla örnek vermeyeceğim.

Öte yandan, ablasının gölgesinde yaşayan kız kardeş, bir kadınla yalnızca zengin olduğu için evlenmeye çalışan adam, akrabalarının parasını yemeye çalışan insanlar ve ünvanını kötü amaçlar için kullanan bir adam gibi, stereotipik karakterleri de görüyoruz. Karakterleri analiz edebilmek ve sonraki adımlarını tahmin edebilmek izlerken en keyif aldığım yön oldu.

Dürüst olmak gerekirse, üçüncü sezonun iptal edilmesi özellikle de hâlâ cevaplanmamış sorular bıraktığı için gerçekten hayal kırıklığı yarattı. Diğer yandan, Gentleman Jack'in kalitesi yukarıda bahsettiğim sebepler sayesinde yine de görülmeye ve takdir edilmeye değer. Şüphesiz, bir kez başladığınızda daha fazlasını istemekten kendinizi alıkoyamayacaksınız!